CENTİYAN
Latince Adı: Gentiana lutea
Familya:
Diğer İsimleri: Centiyana, Centiyane, Büyük kantaron
Genel özellikleri:
Centiyangiller familyasının örnek bitkisidir. Anayurdu bilinmeyen, Kuzey Yarıkürenin ılıman iklim bölgelerindeki dağlık yerlerde ve güneşli bayırlarda ağır ağır gelişerek yetişen, çokyıllık dayanıklı bir otsu bitkidir. Ülkemizde Bursa-Uludağ ve Doğu Karadeniz bölgesinde görülmekte ve 1-1,5 mye kadar boylanabilmektedir. Yaprakları enli, sapsız ve karşılıklı dizilmiş durumdadır. Temmuz-ağustos aylarında açan sarı renkli güzel çiçekleri, boru yapılı ve toplu durumda olur. Dışı esmer ve içi sarı renkli rizomu (kökgövdesi) ve buna bağlı kök saçakları vardır. Bitki, tohumlarıyla çoğalır.Centiyan bitkisinin sağlığa yararlı etkili bölümü olan rizomu ile kök saçakları uçucu ve sabit yağ, pektin, tanen ve acı glikozitleri içerir. Bu kök, acı ama zehirli olmayan bir ilaç kaynağıdır.
Etki ve Kullanım:
Bitkinin tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöylece sıralanabilir:
• Sinir uçlarını uyarıp sindirim salgılarını artırarak iştahı açar.
• Aynı nedenle sindirimi kolaylaştırır. Dispepsi (sindirim zorluğu) ve midenin gazlı olması durumlarında çok yararlı, iyileştirici etkiler yapar.
• Bedeni güçlendirici bir toniktir.
• Alyuvarları artırıcı etkisi kanıtlanmıştır. Bu nedenle kansızlık durumunda olumlu sonuçlar verir.Bu etkileri sağlamak üzere, centiyanın rizom ve kök saçakları sonbahar mevsiminde toprak kazılarak çıkarılır. Bunlar dilimlenerek özenle, ağır ağır kurutulur. Kurumuş kök parçalarından 1/2 tatlı kaşığı l bardak su içine konularak su ısıtılır. 5 dakika süreyle kaynatma sürdürülerek bir dekoksiyon hazırlanır. Bu dekoksiyon yemeklerden önce ya da midede şişkinlik ve ağrı duyumsandığında birer bardak içilir.
• Centiyanın ayrıca yaraları iyileştirici etkisi vardır.Bunu sağlamak üzere, aynı dekoksiyonla günde birkaç kez yaralar dıştan yıkanır.
13 Eylül 2007 Perşembe
BÜYÜK KANTARON
CENTİYAN
Latince Adı: Gentiana lutea
Familya:
Diğer İsimleri: Centiyana, Centiyane, Büyük kantaron
Genel özellikleri:
Centiyangiller familyasının örnek bitkisidir. Anayurdu bilinmeyen, Kuzey Yarıkürenin ılıman iklim bölgelerindeki dağlık yerlerde ve güneşli bayırlarda ağır ağır gelişerek yetişen, çokyıllık dayanıklı bir otsu bitkidir. Ülkemizde Bursa-Uludağ ve Doğu Karadeniz bölgesinde görülmekte ve 1-1,5 mye kadar boylanabilmektedir. Yaprakları enli, sapsız ve karşılıklı dizilmiş durumdadır. Temmuz-ağustos aylarında açan sarı renkli güzel çiçekleri, boru yapılı ve toplu durumda olur. Dışı esmer ve içi sarı renkli rizomu (kökgövdesi) ve buna bağlı kök saçakları vardır. Bitki, tohumlarıyla çoğalır.Centiyan bitkisinin sağlığa yararlı etkili bölümü olan rizomu ile kök saçakları uçucu ve sabit yağ, pektin, tanen ve acı glikozitleri içerir. Bu kök, acı ama zehirli olmayan bir ilaç kaynağıdır.
Etki ve Kullanım:
Bitkinin tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöylece sıralanabilir:
• Sinir uçlarını uyarıp sindirim salgılarını artırarak iştahı açar.
• Aynı nedenle sindirimi kolaylaştırır. Dispepsi (sindirim zorluğu) ve midenin gazlı olması durumlarında çok yararlı, iyileştirici etkiler yapar.
• Bedeni güçlendirici bir toniktir.
• Alyuvarları artırıcı etkisi kanıtlanmıştır. Bu nedenle kansızlık durumunda olumlu sonuçlar verir.Bu etkileri sağlamak üzere, centiyanın rizom ve kök saçakları sonbahar mevsiminde toprak kazılarak çıkarılır. Bunlar dilimlenerek özenle, ağır ağır kurutulur. Kurumuş kök parçalarından 1/2 tatlı kaşığı l bardak su içine konularak su ısıtılır. 5 dakika süreyle kaynatma sürdürülerek bir dekoksiyon hazırlanır. Bu dekoksiyon yemeklerden önce ya da midede şişkinlik ve ağrı duyumsandığında birer bardak içilir.
• Centiyanın ayrıca yaraları iyileştirici etkisi vardır.Bunu sağlamak üzere, aynı dekoksiyonla günde birkaç kez yaralar dıştan yıkanır.
Latince Adı: Gentiana lutea
Familya:
Diğer İsimleri: Centiyana, Centiyane, Büyük kantaron
Genel özellikleri:
Centiyangiller familyasının örnek bitkisidir. Anayurdu bilinmeyen, Kuzey Yarıkürenin ılıman iklim bölgelerindeki dağlık yerlerde ve güneşli bayırlarda ağır ağır gelişerek yetişen, çokyıllık dayanıklı bir otsu bitkidir. Ülkemizde Bursa-Uludağ ve Doğu Karadeniz bölgesinde görülmekte ve 1-1,5 mye kadar boylanabilmektedir. Yaprakları enli, sapsız ve karşılıklı dizilmiş durumdadır. Temmuz-ağustos aylarında açan sarı renkli güzel çiçekleri, boru yapılı ve toplu durumda olur. Dışı esmer ve içi sarı renkli rizomu (kökgövdesi) ve buna bağlı kök saçakları vardır. Bitki, tohumlarıyla çoğalır.Centiyan bitkisinin sağlığa yararlı etkili bölümü olan rizomu ile kök saçakları uçucu ve sabit yağ, pektin, tanen ve acı glikozitleri içerir. Bu kök, acı ama zehirli olmayan bir ilaç kaynağıdır.
Etki ve Kullanım:
Bitkinin tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöylece sıralanabilir:
• Sinir uçlarını uyarıp sindirim salgılarını artırarak iştahı açar.
• Aynı nedenle sindirimi kolaylaştırır. Dispepsi (sindirim zorluğu) ve midenin gazlı olması durumlarında çok yararlı, iyileştirici etkiler yapar.
• Bedeni güçlendirici bir toniktir.
• Alyuvarları artırıcı etkisi kanıtlanmıştır. Bu nedenle kansızlık durumunda olumlu sonuçlar verir.Bu etkileri sağlamak üzere, centiyanın rizom ve kök saçakları sonbahar mevsiminde toprak kazılarak çıkarılır. Bunlar dilimlenerek özenle, ağır ağır kurutulur. Kurumuş kök parçalarından 1/2 tatlı kaşığı l bardak su içine konularak su ısıtılır. 5 dakika süreyle kaynatma sürdürülerek bir dekoksiyon hazırlanır. Bu dekoksiyon yemeklerden önce ya da midede şişkinlik ve ağrı duyumsandığında birer bardak içilir.
• Centiyanın ayrıca yaraları iyileştirici etkisi vardır.Bunu sağlamak üzere, aynı dekoksiyonla günde birkaç kez yaralar dıştan yıkanır.
BUY OTU
ÇEMENOTU
Latince Adı: Trigonella foenum-graecum
Familya:
Diğer İsimleri: Boyotu, Buyotu
Genel özellikleri:
Baklagiller familyasındandır. Anayurdu Güney Avrupa ve Akdeniz havzası olan çokyıllık otsu bitkidir. 60-100 cm. boylanabilen çemenotu ülkemizde yabani olarak yetiştiği gibi Orta ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde kültürü de yapılmaktadır. Gövdesi açık yeşil renkli, yuvarlak kesitli, ince tüylü ve dallara ayrılan yapıdadır. Bitki dikine ve kimi zaman da yere yatarak gelişir. Kenarları ince dişli ve oval biçimli üç yaprakçıktan oluşan yaprakları da açık yeşil renklidir. Sarımsı beyaz çiçekleri yaz ortasında açar. Bu çiçekler olgunlaşınca her biri 10-20 adet sarı-kahverengi minik tohum taşıyan tohum zarfına dönüşür. Bol güneşli yerleri: suyu iyi akıntılı, bitek ve alkalik toprakları seven çemenotu, tohumlarıyla çoğaltılır.Çok keskin kokulu olan çemenotu tohumları, % 30a varan oranda yapışkan bitki sıvısı ile uçucu ve sabit yağlar: trigonellin, kolin ve kumarin adlı maddeleri içerir. Bazı ülkelerde baharat olarak kullanılan bu tohumların bizdeki başlıca kullanım alanı pastırma imalatıdır. Burada tohumlar ezilip pastırmanın üzerine sıvanan keskin kokulu çemen adlı macunun içine ana madde olarak katılır. Bazı yerlerde çemenotunun yaprakları salatalara eklenip çiğ olarak yendiği gibi, haşlanarak sebze olarak da tüketilir.
Etki ve Kullanım:
• Öksürüğü hafifletir, göğsü yumuşatır ve balgamı söktürür.
• Bronşiti ve boğaz ağrılarını hafifletir, rahatlama sağlar.
• Acı oluşu nedeniyle sindirim sistemini uyarır, sindirim işlemini kolaylaştırır.
• Mide ve bağırsak gazlarım söktürür. Diyarenin iyileştirilmesinde yararlı olur.
• Bedeni güçlendirici bir toniktir. Özellikle nekahat halindeki hastalara iyi gelir.
• Afrodizyak (cinsel gücü artırıcı) etkisi vardır.
• Emzikli (süt veren) annelerde süt gelişini artırır.
• Kadınların aybaşı dönemini rahat atlatmalarına yardımcı olur.Bütün bu önemli tıbbi etkileri sağlamak üzere çemenotunun tohumları sonbaharda olgunlaştıkları zaman toplanır. 1,5 tatlı kasığı tohum l bardak sıcak suya konulup 10 dakika süreyle ağır ağır kaynatılır. Böylece elde edilen dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir.
• Çemenotu ayrıca çıban ve yaraların iyileştirilmesinde de etkili olur.Bunun için tohumlan ezilip toz haline getirilir. Biraz suyla karıştırılıp yara lapası hazırlanır. Bu lapa yara ve çıbanlara dıştan uygulanır.
Latince Adı: Trigonella foenum-graecum
Familya:
Diğer İsimleri: Boyotu, Buyotu
Genel özellikleri:
Baklagiller familyasındandır. Anayurdu Güney Avrupa ve Akdeniz havzası olan çokyıllık otsu bitkidir. 60-100 cm. boylanabilen çemenotu ülkemizde yabani olarak yetiştiği gibi Orta ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde kültürü de yapılmaktadır. Gövdesi açık yeşil renkli, yuvarlak kesitli, ince tüylü ve dallara ayrılan yapıdadır. Bitki dikine ve kimi zaman da yere yatarak gelişir. Kenarları ince dişli ve oval biçimli üç yaprakçıktan oluşan yaprakları da açık yeşil renklidir. Sarımsı beyaz çiçekleri yaz ortasında açar. Bu çiçekler olgunlaşınca her biri 10-20 adet sarı-kahverengi minik tohum taşıyan tohum zarfına dönüşür. Bol güneşli yerleri: suyu iyi akıntılı, bitek ve alkalik toprakları seven çemenotu, tohumlarıyla çoğaltılır.Çok keskin kokulu olan çemenotu tohumları, % 30a varan oranda yapışkan bitki sıvısı ile uçucu ve sabit yağlar: trigonellin, kolin ve kumarin adlı maddeleri içerir. Bazı ülkelerde baharat olarak kullanılan bu tohumların bizdeki başlıca kullanım alanı pastırma imalatıdır. Burada tohumlar ezilip pastırmanın üzerine sıvanan keskin kokulu çemen adlı macunun içine ana madde olarak katılır. Bazı yerlerde çemenotunun yaprakları salatalara eklenip çiğ olarak yendiği gibi, haşlanarak sebze olarak da tüketilir.
Etki ve Kullanım:
• Öksürüğü hafifletir, göğsü yumuşatır ve balgamı söktürür.
• Bronşiti ve boğaz ağrılarını hafifletir, rahatlama sağlar.
• Acı oluşu nedeniyle sindirim sistemini uyarır, sindirim işlemini kolaylaştırır.
• Mide ve bağırsak gazlarım söktürür. Diyarenin iyileştirilmesinde yararlı olur.
• Bedeni güçlendirici bir toniktir. Özellikle nekahat halindeki hastalara iyi gelir.
• Afrodizyak (cinsel gücü artırıcı) etkisi vardır.
• Emzikli (süt veren) annelerde süt gelişini artırır.
• Kadınların aybaşı dönemini rahat atlatmalarına yardımcı olur.Bütün bu önemli tıbbi etkileri sağlamak üzere çemenotunun tohumları sonbaharda olgunlaştıkları zaman toplanır. 1,5 tatlı kasığı tohum l bardak sıcak suya konulup 10 dakika süreyle ağır ağır kaynatılır. Böylece elde edilen dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir.
• Çemenotu ayrıca çıban ve yaraların iyileştirilmesinde de etkili olur.Bunun için tohumlan ezilip toz haline getirilir. Biraz suyla karıştırılıp yara lapası hazırlanır. Bu lapa yara ve çıbanlara dıştan uygulanır.
BURÇ
ÖKSEOTU
Latince Adı: Viscum album
Familya:
Diğer İsimleri: Burç, Çekeni, Göbelek, Gökçe
Genel özellikleri:
Ökseotugiller familyasından, kimi ağaçlar üzerinde asalak olarak yaşayan, 100ü aşkın türü bulunan ufak çalı halindeki bitkilerin genel adı Ökseotudur. Burada açıklaması yapılacak olan Adi ökseotu (V. albüm) türü, Avrupa ve Akdeniz ülkeleri ile Türkiyede pek çok ağaç türünün (çam, göknar, söğüt, kavak, meşe, ıhlamur ve bazı meyve ağaçları) dalları üzerinde gelişir. 30-100 cm. boylanabilen, kışın yaprakçıklarını dökmeyen, sarımsı renkte çiçekler açan bitkilerdir. Buruşuk yüzeyli, sarımsı renkli, kokusuz ve tatsız meyveleri 1 cm. kadar çapında, küre biçiminde ve tek tohumlu olur. özellikle ardıç kuşları bu meyveleri sever ve kondukları ağaç dallarına dışkılarıyla ökseotu tohumlarını bırakıp bitkinin çoğalmasını sağlarlar.Adi ökseotunun yaprakçıkları tanen, urson, inosit, viskotoksin, sapotoksin ve glikozit adı verilen maddeleri içerir. Bitkinin meyvelerinin etli bölümünde visin adlı yapışkan madde bulunur. Bununla kuşları tutmak üzere ökse hazırlanır.
Etki ve Kullanım:
Ökseotunun yaprakçık ve genç sürgünlerinin tıbbi etkileri şöyle sıralanabilir:
• Sinirleri yatıştırıcı, sinirsel spazmları gidericidir.
• Yüksek tansiyonu düşürür. Yüksek tansiyon nedeniyle oluşan baş ağrılarını geçirir.
• Damar çeperlerindeki kireçlenmeyi azaltır. Damar sertliğine karşı yararlıdır.
• Sinirsel taşikardilerde çarpıntıyı hafifleticidir.
• Metabolizmayı düzene sokar.
• Son zamanlarda yapılan bazı kanser araştırmalarında ökseotunun tümör oluşumunu engellediği saptanmıştır.Bütün bu etkilerini sağlamak üzere, ökseotunun yaprakçık ve taze sürgünleri ilkbaharda toplanır, gölgelik, havadar yerde kurutulur. 1-2 tatlı kaşığı kurumuş yaprakçık ve genç sürgün üzerine bir bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika süreyle demlendirerek hazırlanan infüzyon, günde üç kez içilir.
UYARI
• Hazırlanan bu infüzyona ökseotu meyveleri konulmamalıdır.
Latince Adı: Viscum album
Familya:
Diğer İsimleri: Burç, Çekeni, Göbelek, Gökçe
Genel özellikleri:
Ökseotugiller familyasından, kimi ağaçlar üzerinde asalak olarak yaşayan, 100ü aşkın türü bulunan ufak çalı halindeki bitkilerin genel adı Ökseotudur. Burada açıklaması yapılacak olan Adi ökseotu (V. albüm) türü, Avrupa ve Akdeniz ülkeleri ile Türkiyede pek çok ağaç türünün (çam, göknar, söğüt, kavak, meşe, ıhlamur ve bazı meyve ağaçları) dalları üzerinde gelişir. 30-100 cm. boylanabilen, kışın yaprakçıklarını dökmeyen, sarımsı renkte çiçekler açan bitkilerdir. Buruşuk yüzeyli, sarımsı renkli, kokusuz ve tatsız meyveleri 1 cm. kadar çapında, küre biçiminde ve tek tohumlu olur. özellikle ardıç kuşları bu meyveleri sever ve kondukları ağaç dallarına dışkılarıyla ökseotu tohumlarını bırakıp bitkinin çoğalmasını sağlarlar.Adi ökseotunun yaprakçıkları tanen, urson, inosit, viskotoksin, sapotoksin ve glikozit adı verilen maddeleri içerir. Bitkinin meyvelerinin etli bölümünde visin adlı yapışkan madde bulunur. Bununla kuşları tutmak üzere ökse hazırlanır.
Etki ve Kullanım:
Ökseotunun yaprakçık ve genç sürgünlerinin tıbbi etkileri şöyle sıralanabilir:
• Sinirleri yatıştırıcı, sinirsel spazmları gidericidir.
• Yüksek tansiyonu düşürür. Yüksek tansiyon nedeniyle oluşan baş ağrılarını geçirir.
• Damar çeperlerindeki kireçlenmeyi azaltır. Damar sertliğine karşı yararlıdır.
• Sinirsel taşikardilerde çarpıntıyı hafifleticidir.
• Metabolizmayı düzene sokar.
• Son zamanlarda yapılan bazı kanser araştırmalarında ökseotunun tümör oluşumunu engellediği saptanmıştır.Bütün bu etkilerini sağlamak üzere, ökseotunun yaprakçık ve taze sürgünleri ilkbaharda toplanır, gölgelik, havadar yerde kurutulur. 1-2 tatlı kaşığı kurumuş yaprakçık ve genç sürgün üzerine bir bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika süreyle demlendirerek hazırlanan infüzyon, günde üç kez içilir.
UYARI
• Hazırlanan bu infüzyona ökseotu meyveleri konulmamalıdır.
BÖĞÜRTLEN
BÖĞÜRTLEN
Latince Adı: Rubus fruticosus
Familya:
Diğer İsimleri: Dikençilegi, Dikendudu, Dikendutu
Genel özellikleri:
Gülgiller familyasındandır. Anayurdu Kuzey Yarıkürenin ılıman iklim bölgeleri olan Rubus cinsi 400 kadar çokyıllık çalı türünün ortak adı böğürtlendir. Bunun 17 türüne ülkemizdeki orman ve fundalıklarda: yol, bahçe ve hendek kenarlarında sıkça rastlanır. Böğürtlen türleri 1-3 m. boylanabilirken, kimi türleri sarmaşık şeklinde, kimileri de yerde sürünerek gelişir. Bu türlerden konumuzla en çok ilgili olanı Adi böğürtlen (R. fruticosus) türüdür. Kısaca böğürtlen diye anacağımız bu bitki 3 m. boylanabilir.İkiyillık dikenli gövdeleri, kenarları dişli 3-5 yaprakçıktan oluşan ve kışın dökülmeyen yaprakları, yaz aylarında tek tek ya da salkım halinde açan pembe veya beyaz çiçekleri vardır. Yaz sonu ya da sonbahar basında bu çiçekler kırmızımsı kara renkli, üzeri çok ince tüylü, duta benzeyen meyvelere dönüşür. Yer ve toprak konusunda hiç seçici olmayan böğürtlen, seyrek olarak döktüğü tohumlarıyla: daha çok yere değen dallarının köklenmesiyle veya köklerinin yeniden filizlenmesiyle çoğalır. Çok dikenli de olduğu için, doğal çit olarak pek yeğlenen bir bitki türüdür.Böğürtlenin meyvelerinde sabit ve uçucu yağ, meyve şekeri, organik asitler, sitrik asit, C vitamini, pektin ve demir: yapraklarında tanen ve organik asitler bulunur. Böğürtlen meyve olarak çiğken yenildiği gibi reçel, şurup, şekerleme, pasta, likör ve sirke yapımında kullanılır.
Etki ve Kullanım:
Böğürtlenin tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle sıralanabilir:
• Bedeni güçlendirici toniktir.
• Doku ve damar büzücü etkisi vardır. Diyareyi keser, peklik verir.
• İdrar söktürücüdür.
• Kadınlarda, aybaşı dönemlerinde aşırı kan gelişini önler.
• Gebe kadınlarda sırt kaslarını güçlendirir.Bu etkileri sağlamak üzere, taze ya da gölge yerde özenle kurutulmuş yaprakları, bitkinin meyveleriyle karıştırılarak kullanılır. Bu karışımdan 3 tatlı kaşığı alınıp üzerine 1 bardak kaynar su dökülerek ve 20 dakika demlendirilerek bir infüzyon hazırlanır. Bu infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir.
• Böğürtlen ağız yaraları, dişeti kanamaları, bademcik ve boğaz enfeksiyonuna iyi gelir. Bunun için yukarıda anlatıldığı biçimde hazırlanan infüzyonla günde üç-dört kez derin gargara yapılır.
• Ciltteki ağrı ve yangıları hafifletir.
• Yara iyileştiricidir.
• Hafif yanıklara iyi gelir.
• Hemoroit tedavisinde etkili olur.Bu etkileri sağlamak üzere, körpe yapraklarıyla yara lapası hazırlanır ve şikayet edilen yerlere dıştan uygulanır.
• Böğürtlen cildi gerer ve canlandırır.Bu etkiyi sağlamak üzere, banyo küvetine akan sıcak suyun altına bir bez torba asılıp içi bitkinin körpe yaprak ve genç sürgünleriyle doldurulur. Sonra sıcak su açılıp küvet bu suyla doldurularak banyo yapılır.
Latince Adı: Rubus fruticosus
Familya:
Diğer İsimleri: Dikençilegi, Dikendudu, Dikendutu
Genel özellikleri:
Gülgiller familyasındandır. Anayurdu Kuzey Yarıkürenin ılıman iklim bölgeleri olan Rubus cinsi 400 kadar çokyıllık çalı türünün ortak adı böğürtlendir. Bunun 17 türüne ülkemizdeki orman ve fundalıklarda: yol, bahçe ve hendek kenarlarında sıkça rastlanır. Böğürtlen türleri 1-3 m. boylanabilirken, kimi türleri sarmaşık şeklinde, kimileri de yerde sürünerek gelişir. Bu türlerden konumuzla en çok ilgili olanı Adi böğürtlen (R. fruticosus) türüdür. Kısaca böğürtlen diye anacağımız bu bitki 3 m. boylanabilir.İkiyillık dikenli gövdeleri, kenarları dişli 3-5 yaprakçıktan oluşan ve kışın dökülmeyen yaprakları, yaz aylarında tek tek ya da salkım halinde açan pembe veya beyaz çiçekleri vardır. Yaz sonu ya da sonbahar basında bu çiçekler kırmızımsı kara renkli, üzeri çok ince tüylü, duta benzeyen meyvelere dönüşür. Yer ve toprak konusunda hiç seçici olmayan böğürtlen, seyrek olarak döktüğü tohumlarıyla: daha çok yere değen dallarının köklenmesiyle veya köklerinin yeniden filizlenmesiyle çoğalır. Çok dikenli de olduğu için, doğal çit olarak pek yeğlenen bir bitki türüdür.Böğürtlenin meyvelerinde sabit ve uçucu yağ, meyve şekeri, organik asitler, sitrik asit, C vitamini, pektin ve demir: yapraklarında tanen ve organik asitler bulunur. Böğürtlen meyve olarak çiğken yenildiği gibi reçel, şurup, şekerleme, pasta, likör ve sirke yapımında kullanılır.
Etki ve Kullanım:
Böğürtlenin tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle sıralanabilir:
• Bedeni güçlendirici toniktir.
• Doku ve damar büzücü etkisi vardır. Diyareyi keser, peklik verir.
• İdrar söktürücüdür.
• Kadınlarda, aybaşı dönemlerinde aşırı kan gelişini önler.
• Gebe kadınlarda sırt kaslarını güçlendirir.Bu etkileri sağlamak üzere, taze ya da gölge yerde özenle kurutulmuş yaprakları, bitkinin meyveleriyle karıştırılarak kullanılır. Bu karışımdan 3 tatlı kaşığı alınıp üzerine 1 bardak kaynar su dökülerek ve 20 dakika demlendirilerek bir infüzyon hazırlanır. Bu infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir.
• Böğürtlen ağız yaraları, dişeti kanamaları, bademcik ve boğaz enfeksiyonuna iyi gelir. Bunun için yukarıda anlatıldığı biçimde hazırlanan infüzyonla günde üç-dört kez derin gargara yapılır.
• Ciltteki ağrı ve yangıları hafifletir.
• Yara iyileştiricidir.
• Hafif yanıklara iyi gelir.
• Hemoroit tedavisinde etkili olur.Bu etkileri sağlamak üzere, körpe yapraklarıyla yara lapası hazırlanır ve şikayet edilen yerlere dıştan uygulanır.
• Böğürtlen cildi gerer ve canlandırır.Bu etkiyi sağlamak üzere, banyo küvetine akan sıcak suyun altına bir bez torba asılıp içi bitkinin körpe yaprak ve genç sürgünleriyle doldurulur. Sonra sıcak su açılıp küvet bu suyla doldurularak banyo yapılır.
BOZOT
AKKÖPEKOTU
Latince Adı: Marrubium
Familya:
Diğer İsimleri: Bozot, Köpekayası
Genel özellikleri:
Ballıbabagiller familyasındandır. Anayurdu bilinmeyen Marrubium cinsi köpekotlarının 15 kadar türü vardır. Bunlardan konumuzla ilgili olan Akköpekotu (M. vulgare) Avrupa, Akdeniz havzası ülkeleri ve Türkiyede görülmektedir. 60 cm. kadar boylanabilen çokyıllık dayanıklı otsu bitkidir. Dört köşe kesitli, tüylü ve dallara ayrılan yapılı gövdesi kirli beyaz renktedir. Gövde ve saplar üzerinde karşılıklı dizilmiş durumdaki kalp biçimli, üzerleri kırışıkmış gibi görünen yapraklarının kenarları dişli ve yaprak ucu yün gibi tüylerle örtülü olur. Bu yapraklar meyve gibi kokarlar. Bitkinin küçük beyaz çiçekleri, ikinci yılının yaz ortasından sonbahar başına kadar yaprak koltuklarında açar. Olgunlaşan çiçekleri 2 mm. uzunlukta gözyaşı biçimli ve koyu kahverengi, parlak görünüşlü tohumlar verir. Bol güneşli ve soğuk rüzgarlardan korunmalı yerleri seven akköpekotu, alkalik ve kuruca toprakları yeğler. Döktüğü tohumlarıyla çoğalır.Bedene yararlı etkileri Eski Mısırlılar tarafmdan bilinen ve ünlü hekim Hipokrat tarafından övülen akköpekotu, uzun süreler öksürüğe karşı tek ilaç olarak kullanılmıştı. Bitkinin topraküstü kesimleri marrubin adlı madde ile uçucu yağ, yapışkan bitki sıvısı, tanen ve bolca C vitamini içerir. Bitkinin çiçekleri, balarılarını, bulunduğu bahçelere çekerken, yapraklarının demlendirilmesiyle elde edilen infüzyon, pompalara konularak ağaçlardaki yaprakçık bitine ve tabaklara konularak sineklere karşı yok edici olarak kullanılır. Bazı yerlerde köpekotunun kurutulmuş yaprakları baharat olarak kullanılmaktadır.
Etki ve Kullanım:
Akköpekotunun tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle sıralanabilir:
• Terletici, balgam söktürücü, göğsü yumuşatıcı ve spazm çözücü etkileri vardır. Solunum yollarının mukozasını destekler. Bronş kaslarına gevşeme, ve rahatlık verir. Bütün bu etkileriyle öksürük, bronşit ve boğmaca gibi hastalıkların iyileştirilmesinde yararlı olur.
• Soğuk algınlığı belirtilerinin ilk görülüşünde alınması, nezle ve soğuk algınlığı durumunun kolay atlatılmasmı sağlar.
• Safra salgılarını artırır. Bu etkisiyle iştahsızlığı giderir, sindirimi kolaylaştırır.İdrar ve gaz söktürücüdür.
• Kalp yangılarını hafifletir.
• Kurt (solucan) düşürücü etkisi de vardır.Bu etkileri sağlamak üzere, akköpekotunun yaprakları ve çiçekli sapları yaz ortası ile sonbahar başı arasında, bitki çiçekli iken toplanıp 35 C dereceden sıcak olmayan gölge bir yerde özenle kurutulur. Kurutulmuş çiçek karışımından yarım 1/2-1 yemek kaşığı alınıp 1 bardak kaynar suyun içine konulur. 10-15 dakika demlendirilerek elde edilen infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir.
• Akköpekotu aynı zamanda etkili bir yara iyileştiricidir.Bunun için, 1 tatlı kaşığı doluşu kurumuş yaprak karışımı 1 bardak suda kaynama noktasına kadar ısıtılır. Sonra ateşi kısılarak 10 -15 dakika daha ısıtma sürdürülür. Böylece elde edilen dekoksiyon soğutulup dıştan yaralara uygulanır.
Latince Adı: Marrubium
Familya:
Diğer İsimleri: Bozot, Köpekayası
Genel özellikleri:
Ballıbabagiller familyasındandır. Anayurdu bilinmeyen Marrubium cinsi köpekotlarının 15 kadar türü vardır. Bunlardan konumuzla ilgili olan Akköpekotu (M. vulgare) Avrupa, Akdeniz havzası ülkeleri ve Türkiyede görülmektedir. 60 cm. kadar boylanabilen çokyıllık dayanıklı otsu bitkidir. Dört köşe kesitli, tüylü ve dallara ayrılan yapılı gövdesi kirli beyaz renktedir. Gövde ve saplar üzerinde karşılıklı dizilmiş durumdaki kalp biçimli, üzerleri kırışıkmış gibi görünen yapraklarının kenarları dişli ve yaprak ucu yün gibi tüylerle örtülü olur. Bu yapraklar meyve gibi kokarlar. Bitkinin küçük beyaz çiçekleri, ikinci yılının yaz ortasından sonbahar başına kadar yaprak koltuklarında açar. Olgunlaşan çiçekleri 2 mm. uzunlukta gözyaşı biçimli ve koyu kahverengi, parlak görünüşlü tohumlar verir. Bol güneşli ve soğuk rüzgarlardan korunmalı yerleri seven akköpekotu, alkalik ve kuruca toprakları yeğler. Döktüğü tohumlarıyla çoğalır.Bedene yararlı etkileri Eski Mısırlılar tarafmdan bilinen ve ünlü hekim Hipokrat tarafından övülen akköpekotu, uzun süreler öksürüğe karşı tek ilaç olarak kullanılmıştı. Bitkinin topraküstü kesimleri marrubin adlı madde ile uçucu yağ, yapışkan bitki sıvısı, tanen ve bolca C vitamini içerir. Bitkinin çiçekleri, balarılarını, bulunduğu bahçelere çekerken, yapraklarının demlendirilmesiyle elde edilen infüzyon, pompalara konularak ağaçlardaki yaprakçık bitine ve tabaklara konularak sineklere karşı yok edici olarak kullanılır. Bazı yerlerde köpekotunun kurutulmuş yaprakları baharat olarak kullanılmaktadır.
Etki ve Kullanım:
Akköpekotunun tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle sıralanabilir:
• Terletici, balgam söktürücü, göğsü yumuşatıcı ve spazm çözücü etkileri vardır. Solunum yollarının mukozasını destekler. Bronş kaslarına gevşeme, ve rahatlık verir. Bütün bu etkileriyle öksürük, bronşit ve boğmaca gibi hastalıkların iyileştirilmesinde yararlı olur.
• Soğuk algınlığı belirtilerinin ilk görülüşünde alınması, nezle ve soğuk algınlığı durumunun kolay atlatılmasmı sağlar.
• Safra salgılarını artırır. Bu etkisiyle iştahsızlığı giderir, sindirimi kolaylaştırır.İdrar ve gaz söktürücüdür.
• Kalp yangılarını hafifletir.
• Kurt (solucan) düşürücü etkisi de vardır.Bu etkileri sağlamak üzere, akköpekotunun yaprakları ve çiçekli sapları yaz ortası ile sonbahar başı arasında, bitki çiçekli iken toplanıp 35 C dereceden sıcak olmayan gölge bir yerde özenle kurutulur. Kurutulmuş çiçek karışımından yarım 1/2-1 yemek kaşığı alınıp 1 bardak kaynar suyun içine konulur. 10-15 dakika demlendirilerek elde edilen infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir.
• Akköpekotu aynı zamanda etkili bir yara iyileştiricidir.Bunun için, 1 tatlı kaşığı doluşu kurumuş yaprak karışımı 1 bardak suda kaynama noktasına kadar ısıtılır. Sonra ateşi kısılarak 10 -15 dakika daha ısıtma sürdürülür. Böylece elde edilen dekoksiyon soğutulup dıştan yaralara uygulanır.
BOYAM
MEYAN (KÖKÜ)
Latince Adı: Glycyrrhiza glabra
Familya:
Diğer İsimleri: Biyam, Boyam, Piyam, Tatlıkök
Genel özellikleri:
Baklagiller familyasındandır. Anayurdu Avrupanın güneyi olan, dayanıklı çokyıllık otsu bitkidir. Ülkemizde Ege, Akdeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yaygın olarak, özellikle akarsu kıyılarında yetişir. 50-100 cm. kadar boylanabilir, ince uzun, koyu yeşil renkli yaprakçıklardan oluşan bileşik yaprakları: yaz mevsiminde bitkinin yaprak koltuklarında seyrek başaklar halinde açan mavimsi mor, bazen beyaz ya da sarımsı çiçekleri: 7-10 cm. uzunlukta yassı meyveleri vardır. Bitkinin konumuzu ilgilendiren rizomu, 0,5-2,5 cm. çapında ve 15-50 cm. uzunluktaki silindir biçimli kökgövdesidir. Kabukluyken esmer, soyulduğunda sarı renkli olan bu kök, önce tatlı iken sonra acımsılaşır. Meyan (ya da Meyankökü) bitkisi kumlu, derin ve humuslu topraklan, bol güneşli yerleri sever. Dökülen tohumlarıyla çoğalır ya da kökü bölünüp ekilerek çoğaltılır.Meyanın rizom kökü, normal şekere göre elli kat daha tatlı olan glisirizin ile flavon, saponin ve kumarin adı verilen maddeleri: tadı acı uçucu yağlan, nişasta ve yapışkan bitki sıvısını içerir. Bu kökler ilaç ve bira endüstrilerinde, kolalı içitlerin yapımında kullanılır. Anadoluda bu kökten şerbet yapılarak içilir. Üç yıllık köklerinden elde edilen meyan balı, koyu renkli toz, çubuk ya da dörtgen şeklindeki parçalar halinde satılır ve ilaç olarak kullanılır.
Etki ve Kullanım:
Bitkinin kökünün tıbbi etkileri:
• Göğüs hastalıklarında etkilidir: Göğsü yumuşatır, balgamı söktürür, ateşi düşürür, öksürüğü keser: nezle ve bronşitte iyileştiricidir. Solunum yollarında mukozayı korur, boğaz ağrılarına iyi gelir.
• Yatıştırıcı ve rahatlatıcıdır.
• Özellikle çocuklar için hafif müshil etkisi vardır.
• Bedeni güçlendirici toniktir.
• Mide yanmaları, gastrit ve mide ülserlerinde iyileştirici etkiler yapar.
• Karın ağrılarını geçirir.
• İdrar söktürücüdür.Bu etkilerinden yararlanmak üzere, meyankökü sonbaharın sonlarında toprak kazılarak çıkarılır. İyice temizlenerek açık havada kurutulur. Kabukları soyulur ve parçalanır. Bu parçalardan 1/2-1 tatlı kaşığı alınır, 1 bardak suya konularak kaynama noktasına kadar ısıtılır. Bu noktada ateş kısılıp 10-15 dakika daha ısıtma işlemi sürdürülür. Böylece elde edilen dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir ya da piyasada çubuklar halinde satılan meyankökü ağızda emilerek aynı tıbbi etkilerinden yararlanılır veya meyan balı suda kolayca eritilerek içilir.
Latince Adı: Glycyrrhiza glabra
Familya:
Diğer İsimleri: Biyam, Boyam, Piyam, Tatlıkök
Genel özellikleri:
Baklagiller familyasındandır. Anayurdu Avrupanın güneyi olan, dayanıklı çokyıllık otsu bitkidir. Ülkemizde Ege, Akdeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yaygın olarak, özellikle akarsu kıyılarında yetişir. 50-100 cm. kadar boylanabilir, ince uzun, koyu yeşil renkli yaprakçıklardan oluşan bileşik yaprakları: yaz mevsiminde bitkinin yaprak koltuklarında seyrek başaklar halinde açan mavimsi mor, bazen beyaz ya da sarımsı çiçekleri: 7-10 cm. uzunlukta yassı meyveleri vardır. Bitkinin konumuzu ilgilendiren rizomu, 0,5-2,5 cm. çapında ve 15-50 cm. uzunluktaki silindir biçimli kökgövdesidir. Kabukluyken esmer, soyulduğunda sarı renkli olan bu kök, önce tatlı iken sonra acımsılaşır. Meyan (ya da Meyankökü) bitkisi kumlu, derin ve humuslu topraklan, bol güneşli yerleri sever. Dökülen tohumlarıyla çoğalır ya da kökü bölünüp ekilerek çoğaltılır.Meyanın rizom kökü, normal şekere göre elli kat daha tatlı olan glisirizin ile flavon, saponin ve kumarin adı verilen maddeleri: tadı acı uçucu yağlan, nişasta ve yapışkan bitki sıvısını içerir. Bu kökler ilaç ve bira endüstrilerinde, kolalı içitlerin yapımında kullanılır. Anadoluda bu kökten şerbet yapılarak içilir. Üç yıllık köklerinden elde edilen meyan balı, koyu renkli toz, çubuk ya da dörtgen şeklindeki parçalar halinde satılır ve ilaç olarak kullanılır.
Etki ve Kullanım:
Bitkinin kökünün tıbbi etkileri:
• Göğüs hastalıklarında etkilidir: Göğsü yumuşatır, balgamı söktürür, ateşi düşürür, öksürüğü keser: nezle ve bronşitte iyileştiricidir. Solunum yollarında mukozayı korur, boğaz ağrılarına iyi gelir.
• Yatıştırıcı ve rahatlatıcıdır.
• Özellikle çocuklar için hafif müshil etkisi vardır.
• Bedeni güçlendirici toniktir.
• Mide yanmaları, gastrit ve mide ülserlerinde iyileştirici etkiler yapar.
• Karın ağrılarını geçirir.
• İdrar söktürücüdür.Bu etkilerinden yararlanmak üzere, meyankökü sonbaharın sonlarında toprak kazılarak çıkarılır. İyice temizlenerek açık havada kurutulur. Kabukları soyulur ve parçalanır. Bu parçalardan 1/2-1 tatlı kaşığı alınır, 1 bardak suya konularak kaynama noktasına kadar ısıtılır. Bu noktada ateş kısılıp 10-15 dakika daha ısıtma işlemi sürdürülür. Böylece elde edilen dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir ya da piyasada çubuklar halinde satılan meyankökü ağızda emilerek aynı tıbbi etkilerinden yararlanılır veya meyan balı suda kolayca eritilerek içilir.
BOY OTU
ÇEMENOTU
Latince Adı: Trigonella foenum-graecum
Familya:
Diğer İsimleri: Boyotu, Buyotu
Genel özellikleri:
Baklagiller familyasındandır. Anayurdu Güney Avrupa ve Akdeniz havzası olan çokyıllık otsu bitkidir. 60-100 cm. boylanabilen çemenotu ülkemizde yabani olarak yetiştiği gibi Orta ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde kültürü de yapılmaktadır. Gövdesi açık yeşil renkli, yuvarlak kesitli, ince tüylü ve dallara ayrılan yapıdadır. Bitki dikine ve kimi zaman da yere yatarak gelişir. Kenarları ince dişli ve oval biçimli üç yaprakçıktan oluşan yaprakları da açık yeşil renklidir. Sarımsı beyaz çiçekleri yaz ortasında açar. Bu çiçekler olgunlaşınca her biri 10-20 adet sarı-kahverengi minik tohum taşıyan tohum zarfına dönüşür. Bol güneşli yerleri: suyu iyi akıntılı, bitek ve alkalik toprakları seven çemenotu, tohumlarıyla çoğaltılır.Çok keskin kokulu olan çemenotu tohumları, % 30a varan oranda yapışkan bitki sıvısı ile uçucu ve sabit yağlar: trigonellin, kolin ve kumarin adlı maddeleri içerir. Bazı ülkelerde baharat olarak kullanılan bu tohumların bizdeki başlıca kullanım alanı pastırma imalatıdır. Burada tohumlar ezilip pastırmanın üzerine sıvanan keskin kokulu çemen adlı macunun içine ana madde olarak katılır. Bazı yerlerde çemenotunun yaprakları salatalara eklenip çiğ olarak yendiği gibi, haşlanarak sebze olarak da tüketilir.
Etki ve Kullanım:
• Öksürüğü hafifletir, göğsü yumuşatır ve balgamı söktürür.
• Bronşiti ve boğaz ağrılarını hafifletir, rahatlama sağlar.
• Acı oluşu nedeniyle sindirim sistemini uyarır, sindirim işlemini kolaylaştırır.
• Mide ve bağırsak gazlarım söktürür. Diyarenin iyileştirilmesinde yararlı olur.
• Bedeni güçlendirici bir toniktir. Özellikle nekahat halindeki hastalara iyi gelir.
• Afrodizyak (cinsel gücü artırıcı) etkisi vardır.
• Emzikli (süt veren) annelerde süt gelişini artırır.
• Kadınların aybaşı dönemini rahat atlatmalarına yardımcı olur.Bütün bu önemli tıbbi etkileri sağlamak üzere çemenotunun tohumları sonbaharda olgunlaştıkları zaman toplanır. 1,5 tatlı kasığı tohum l bardak sıcak suya konulup 10 dakika süreyle ağır ağır kaynatılır. Böylece elde edilen dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir.
• Çemenotu ayrıca çıban ve yaraların iyileştirilmesinde de etkili olur.Bunun için tohumlan ezilip toz haline getirilir. Biraz suyla karıştırılıp yara lapası hazırlanır. Bu lapa yara ve çıbanlara dıştan uygulanır.
Latince Adı: Trigonella foenum-graecum
Familya:
Diğer İsimleri: Boyotu, Buyotu
Genel özellikleri:
Baklagiller familyasındandır. Anayurdu Güney Avrupa ve Akdeniz havzası olan çokyıllık otsu bitkidir. 60-100 cm. boylanabilen çemenotu ülkemizde yabani olarak yetiştiği gibi Orta ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde kültürü de yapılmaktadır. Gövdesi açık yeşil renkli, yuvarlak kesitli, ince tüylü ve dallara ayrılan yapıdadır. Bitki dikine ve kimi zaman da yere yatarak gelişir. Kenarları ince dişli ve oval biçimli üç yaprakçıktan oluşan yaprakları da açık yeşil renklidir. Sarımsı beyaz çiçekleri yaz ortasında açar. Bu çiçekler olgunlaşınca her biri 10-20 adet sarı-kahverengi minik tohum taşıyan tohum zarfına dönüşür. Bol güneşli yerleri: suyu iyi akıntılı, bitek ve alkalik toprakları seven çemenotu, tohumlarıyla çoğaltılır.Çok keskin kokulu olan çemenotu tohumları, % 30a varan oranda yapışkan bitki sıvısı ile uçucu ve sabit yağlar: trigonellin, kolin ve kumarin adlı maddeleri içerir. Bazı ülkelerde baharat olarak kullanılan bu tohumların bizdeki başlıca kullanım alanı pastırma imalatıdır. Burada tohumlar ezilip pastırmanın üzerine sıvanan keskin kokulu çemen adlı macunun içine ana madde olarak katılır. Bazı yerlerde çemenotunun yaprakları salatalara eklenip çiğ olarak yendiği gibi, haşlanarak sebze olarak da tüketilir.
Etki ve Kullanım:
• Öksürüğü hafifletir, göğsü yumuşatır ve balgamı söktürür.
• Bronşiti ve boğaz ağrılarını hafifletir, rahatlama sağlar.
• Acı oluşu nedeniyle sindirim sistemini uyarır, sindirim işlemini kolaylaştırır.
• Mide ve bağırsak gazlarım söktürür. Diyarenin iyileştirilmesinde yararlı olur.
• Bedeni güçlendirici bir toniktir. Özellikle nekahat halindeki hastalara iyi gelir.
• Afrodizyak (cinsel gücü artırıcı) etkisi vardır.
• Emzikli (süt veren) annelerde süt gelişini artırır.
• Kadınların aybaşı dönemini rahat atlatmalarına yardımcı olur.Bütün bu önemli tıbbi etkileri sağlamak üzere çemenotunun tohumları sonbaharda olgunlaştıkları zaman toplanır. 1,5 tatlı kasığı tohum l bardak sıcak suya konulup 10 dakika süreyle ağır ağır kaynatılır. Böylece elde edilen dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir.
• Çemenotu ayrıca çıban ve yaraların iyileştirilmesinde de etkili olur.Bunun için tohumlan ezilip toz haline getirilir. Biraz suyla karıştırılıp yara lapası hazırlanır. Bu lapa yara ve çıbanlara dıştan uygulanır.
BOSTAN OTU
ŞEVKETİBOSTAN
Latince Adı: Cnicus benedictus
Familya:
Diğer İsimleri: Akkız, Bostanotu, Mübarekdikeni, Şevketotu
Genel özellikleri:
Bileşikgiller familyasındandır. Anayurdu bilinmeyen şevketibostan, ülkemizde Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerindeki tarla kenarı, bahçe ve kırlarda yabani olarak yetişen, 50 cmye kadar boylanabilen bir yıllık otsu bitkidir. Bol tüylü iri yapraklarının kenarlarında da çok sayıda diken bulunur. Yaprakların alt yüzündeki damarları beyaz olur. Yaz boyunca açan sarı renkli bileşik çiçekleri vardır. Bitki bu çiçeklerin olgunlaşmasıyla meydana gelen silindir yapılı, bir ucu püskül gibi tüylü ve kahverengi tohumlarını dökerek çoğalır.Şevketibostan, tadı acı olan sinisin adlı madde ile flavonid, uçucu yağ ve yapışkan bitki sıvılarını içerir. Topraküstü kesimleri körpeyken kesilip toplanan bitki, iyice soyulup dikenlerinden arındılarak Ege ve Akdeniz bölgesindeki pazarlarda Şevketibostan ya da kısaca Şevketotu adlarıyla satılır. Sebze olarak pişirilip tüketilir.
Etki ve Kullanım:
• İdrar söktürücüdür.
• Sindirim ve safra salgılarını artırır.
• İştahı artırır.
• Bağırsaklardaki aşırı gazları söktürür. Karın ağrılarıyla birlikte görülen sindirim güçlüğünü giderip rahatlama sağlar.
• Doku ve damar büzücü niteliği nedeniyle kanamaları durdurur: hemoroit ve ishali iyileştirmekte etkili olur.Bu durumlar için, şevketibostan bitkisinin yaprak ve çiçekli sürgünleri bitkinin çiçekli olduğu yaz boyunca toplanır. Gölgede özenle kurutulup parçalara bölünür. Tohumlan da sonbaharda olgunlaştığında toplanır. Bütün bu kurumuş parçalar ve tohumlar karıştırılır. Bunlardan 1-2 tatlı kaşığı alınıp üzerine 1 bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika demlendirilerek bir infüzyon elde edilir. Böylece hazırlanan infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir.
• Ayrıca şevketibostan bitkisi yaralari temizlemekte ve iyileştirmekte etkilidir. Bu etkisinden yararlanmak üzere, yukarıda tarifi verilen infüzyonla günde birkaç kez yaralar yıkanıp temizlenir.
Latince Adı: Cnicus benedictus
Familya:
Diğer İsimleri: Akkız, Bostanotu, Mübarekdikeni, Şevketotu
Genel özellikleri:
Bileşikgiller familyasındandır. Anayurdu bilinmeyen şevketibostan, ülkemizde Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerindeki tarla kenarı, bahçe ve kırlarda yabani olarak yetişen, 50 cmye kadar boylanabilen bir yıllık otsu bitkidir. Bol tüylü iri yapraklarının kenarlarında da çok sayıda diken bulunur. Yaprakların alt yüzündeki damarları beyaz olur. Yaz boyunca açan sarı renkli bileşik çiçekleri vardır. Bitki bu çiçeklerin olgunlaşmasıyla meydana gelen silindir yapılı, bir ucu püskül gibi tüylü ve kahverengi tohumlarını dökerek çoğalır.Şevketibostan, tadı acı olan sinisin adlı madde ile flavonid, uçucu yağ ve yapışkan bitki sıvılarını içerir. Topraküstü kesimleri körpeyken kesilip toplanan bitki, iyice soyulup dikenlerinden arındılarak Ege ve Akdeniz bölgesindeki pazarlarda Şevketibostan ya da kısaca Şevketotu adlarıyla satılır. Sebze olarak pişirilip tüketilir.
Etki ve Kullanım:
• İdrar söktürücüdür.
• Sindirim ve safra salgılarını artırır.
• İştahı artırır.
• Bağırsaklardaki aşırı gazları söktürür. Karın ağrılarıyla birlikte görülen sindirim güçlüğünü giderip rahatlama sağlar.
• Doku ve damar büzücü niteliği nedeniyle kanamaları durdurur: hemoroit ve ishali iyileştirmekte etkili olur.Bu durumlar için, şevketibostan bitkisinin yaprak ve çiçekli sürgünleri bitkinin çiçekli olduğu yaz boyunca toplanır. Gölgede özenle kurutulup parçalara bölünür. Tohumlan da sonbaharda olgunlaştığında toplanır. Bütün bu kurumuş parçalar ve tohumlar karıştırılır. Bunlardan 1-2 tatlı kaşığı alınıp üzerine 1 bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika demlendirilerek bir infüzyon elde edilir. Böylece hazırlanan infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir.
• Ayrıca şevketibostan bitkisi yaralari temizlemekte ve iyileştirmekte etkilidir. Bu etkisinden yararlanmak üzere, yukarıda tarifi verilen infüzyonla günde birkaç kez yaralar yıkanıp temizlenir.
BİYAM
MEYAN (KÖKÜ)
Latince Adı: Glycyrrhiza glabra
Familya:
Diğer İsimleri: Biyam, Boyam, Piyam, Tatlıkök
Genel özellikleri:
Baklagiller familyasındandır. Anayurdu Avrupanın güneyi olan, dayanıklı çokyıllık otsu bitkidir. Ülkemizde Ege, Akdeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yaygın olarak, özellikle akarsu kıyılarında yetişir. 50-100 cm. kadar boylanabilir, ince uzun, koyu yeşil renkli yaprakçıklardan oluşan bileşik yaprakları: yaz mevsiminde bitkinin yaprak koltuklarında seyrek başaklar halinde açan mavimsi mor, bazen beyaz ya da sarımsı çiçekleri: 7-10 cm. uzunlukta yassı meyveleri vardır. Bitkinin konumuzu ilgilendiren rizomu, 0,5-2,5 cm. çapında ve 15-50 cm. uzunluktaki silindir biçimli kökgövdesidir. Kabukluyken esmer, soyulduğunda sarı renkli olan bu kök, önce tatlı iken sonra acımsılaşır. Meyan (ya da Meyankökü) bitkisi kumlu, derin ve humuslu topraklan, bol güneşli yerleri sever. Dökülen tohumlarıyla çoğalır ya da kökü bölünüp ekilerek çoğaltılır.Meyanın rizom kökü, normal şekere göre elli kat daha tatlı olan glisirizin ile flavon, saponin ve kumarin adı verilen maddeleri: tadı acı uçucu yağlan, nişasta ve yapışkan bitki sıvısını içerir. Bu kökler ilaç ve bira endüstrilerinde, kolalı içitlerin yapımında kullanılır. Anadoluda bu kökten şerbet yapılarak içilir. Üç yıllık köklerinden elde edilen meyan balı, koyu renkli toz, çubuk ya da dörtgen şeklindeki parçalar halinde satılır ve ilaç olarak kullanılır.
Etki ve Kullanım:
Bitkinin kökünün tıbbi etkileri:
• Göğüs hastalıklarında etkilidir: Göğsü yumuşatır, balgamı söktürür, ateşi düşürür, öksürüğü keser: nezle ve bronşitte iyileştiricidir. Solunum yollarında mukozayı korur, boğaz ağrılarına iyi gelir.
• Yatıştırıcı ve rahatlatıcıdır.
• Özellikle çocuklar için hafif müshil etkisi vardır.
• Bedeni güçlendirici toniktir.
• Mide yanmaları, gastrit ve mide ülserlerinde iyileştirici etkiler yapar.
• Karın ağrılarını geçirir.
• İdrar söktürücüdür.Bu etkilerinden yararlanmak üzere, meyankökü sonbaharın sonlarında toprak kazılarak çıkarılır. İyice temizlenerek açık havada kurutulur. Kabukları soyulur ve parçalanır. Bu parçalardan 1/2-1 tatlı kaşığı alınır, 1 bardak suya konularak kaynama noktasına kadar ısıtılır. Bu noktada ateş kısılıp 10-15 dakika daha ısıtma işlemi sürdürülür. Böylece elde edilen dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir ya da piyasada çubuklar halinde satılan meyankökü ağızda emilerek aynı tıbbi etkilerinden yararlanılır veya meyan balı suda kolayca eritilerek içilir.
Latince Adı: Glycyrrhiza glabra
Familya:
Diğer İsimleri: Biyam, Boyam, Piyam, Tatlıkök
Genel özellikleri:
Baklagiller familyasındandır. Anayurdu Avrupanın güneyi olan, dayanıklı çokyıllık otsu bitkidir. Ülkemizde Ege, Akdeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yaygın olarak, özellikle akarsu kıyılarında yetişir. 50-100 cm. kadar boylanabilir, ince uzun, koyu yeşil renkli yaprakçıklardan oluşan bileşik yaprakları: yaz mevsiminde bitkinin yaprak koltuklarında seyrek başaklar halinde açan mavimsi mor, bazen beyaz ya da sarımsı çiçekleri: 7-10 cm. uzunlukta yassı meyveleri vardır. Bitkinin konumuzu ilgilendiren rizomu, 0,5-2,5 cm. çapında ve 15-50 cm. uzunluktaki silindir biçimli kökgövdesidir. Kabukluyken esmer, soyulduğunda sarı renkli olan bu kök, önce tatlı iken sonra acımsılaşır. Meyan (ya da Meyankökü) bitkisi kumlu, derin ve humuslu topraklan, bol güneşli yerleri sever. Dökülen tohumlarıyla çoğalır ya da kökü bölünüp ekilerek çoğaltılır.Meyanın rizom kökü, normal şekere göre elli kat daha tatlı olan glisirizin ile flavon, saponin ve kumarin adı verilen maddeleri: tadı acı uçucu yağlan, nişasta ve yapışkan bitki sıvısını içerir. Bu kökler ilaç ve bira endüstrilerinde, kolalı içitlerin yapımında kullanılır. Anadoluda bu kökten şerbet yapılarak içilir. Üç yıllık köklerinden elde edilen meyan balı, koyu renkli toz, çubuk ya da dörtgen şeklindeki parçalar halinde satılır ve ilaç olarak kullanılır.
Etki ve Kullanım:
Bitkinin kökünün tıbbi etkileri:
• Göğüs hastalıklarında etkilidir: Göğsü yumuşatır, balgamı söktürür, ateşi düşürür, öksürüğü keser: nezle ve bronşitte iyileştiricidir. Solunum yollarında mukozayı korur, boğaz ağrılarına iyi gelir.
• Yatıştırıcı ve rahatlatıcıdır.
• Özellikle çocuklar için hafif müshil etkisi vardır.
• Bedeni güçlendirici toniktir.
• Mide yanmaları, gastrit ve mide ülserlerinde iyileştirici etkiler yapar.
• Karın ağrılarını geçirir.
• İdrar söktürücüdür.Bu etkilerinden yararlanmak üzere, meyankökü sonbaharın sonlarında toprak kazılarak çıkarılır. İyice temizlenerek açık havada kurutulur. Kabukları soyulur ve parçalanır. Bu parçalardan 1/2-1 tatlı kaşığı alınır, 1 bardak suya konularak kaynama noktasına kadar ısıtılır. Bu noktada ateş kısılıp 10-15 dakika daha ısıtma işlemi sürdürülür. Böylece elde edilen dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir ya da piyasada çubuklar halinde satılan meyankökü ağızda emilerek aynı tıbbi etkilerinden yararlanılır veya meyan balı suda kolayca eritilerek içilir.
BİNİBİRYAPRAK OTU
CİVANPERÇEMİ
Latince Adı: Achillea millefolium
Familya:
Diğer İsimleri: Binbiryaprakotu
Genel özellikleri:
Bileşikgiller familyasındandır. Kuzey Yarıkürenin ılıman iklim kuşağında yaygın olan civanperçemi, ülkemizde özellikle Kuzey ve Doğu Anadoludaki kırlarda ve yol kenarlarında görülür. 100 cm. kadar boylanabilen, dayanıklı çokyıllık otsu bitkidir, içi boş olan ve dallara ayrılan gövdesi, yaz boyunca açan kirli beyaz, sarı ve kimi zaman da pembe renkli küçük çiçeklerinden oluşan çiçek salkımları vardır. Bitki, döktüğü minik tohumlarıyla çoğalır.Tüm civanperçemi bitkisi, insan bedenine yararlı olan uçucu yağ, tanen ile acı organik asitler ve yapışkan bitki sıvılarını içerir, ince ince kıyılan yapraklan salatalara katılarak yenir. Böylece bedene tonik etkisi sağlar.
Etki ve Kullanım:
• En etkili terletici şifalı otlardan biridir.
• Soğuk algınlığının iyileştirilmesinde kullanılır.
• Kılcal damarların genişlemesiyle oluşan yüksek tansiyonu düşürür.
• Sindirimi kolaylaştırır.
• Sistit enfeksiyonlarında antiseptik etkisi yapar.Bütün bu etkileri sağlamak için bitkinin gövde, yaprak ve çiçekleri yaz boyunca toplanarak gölge ve havadar bir yerde kurutulur, l bardak kaynar suya 1-2 tatlı kaşığı kurutulmuş, olan karışımı konulup 10-15 dakika süreyle demlendirilerek hazırlanan infüzyon günde iki-üç kez birer bardak ve sıcak olarak içilir.
• Civanperçemi, aknelerin iyileştirilmesine yardımcı olur.Bunun için yukarıda anlatılan infüzyon yüze uygulanır.
• Ayrıca iyi bir yara iyileştiricidir.Bunun için bitkinin yaprakları körpeyken ezilip yara lapası hazırlanır. Bir tülbentin içine konulan lapayla, yaraların üzerine kompres yapılır.
• Hemoroitte de iyileştirici ve rahatlatıcıdır.Bunun için civanperçeminin yukarıda anlatılan yara lapası, basur memelerinin üzerine elle uygulanır.
Latince Adı: Achillea millefolium
Familya:
Diğer İsimleri: Binbiryaprakotu
Genel özellikleri:
Bileşikgiller familyasındandır. Kuzey Yarıkürenin ılıman iklim kuşağında yaygın olan civanperçemi, ülkemizde özellikle Kuzey ve Doğu Anadoludaki kırlarda ve yol kenarlarında görülür. 100 cm. kadar boylanabilen, dayanıklı çokyıllık otsu bitkidir, içi boş olan ve dallara ayrılan gövdesi, yaz boyunca açan kirli beyaz, sarı ve kimi zaman da pembe renkli küçük çiçeklerinden oluşan çiçek salkımları vardır. Bitki, döktüğü minik tohumlarıyla çoğalır.Tüm civanperçemi bitkisi, insan bedenine yararlı olan uçucu yağ, tanen ile acı organik asitler ve yapışkan bitki sıvılarını içerir, ince ince kıyılan yapraklan salatalara katılarak yenir. Böylece bedene tonik etkisi sağlar.
Etki ve Kullanım:
• En etkili terletici şifalı otlardan biridir.
• Soğuk algınlığının iyileştirilmesinde kullanılır.
• Kılcal damarların genişlemesiyle oluşan yüksek tansiyonu düşürür.
• Sindirimi kolaylaştırır.
• Sistit enfeksiyonlarında antiseptik etkisi yapar.Bütün bu etkileri sağlamak için bitkinin gövde, yaprak ve çiçekleri yaz boyunca toplanarak gölge ve havadar bir yerde kurutulur, l bardak kaynar suya 1-2 tatlı kaşığı kurutulmuş, olan karışımı konulup 10-15 dakika süreyle demlendirilerek hazırlanan infüzyon günde iki-üç kez birer bardak ve sıcak olarak içilir.
• Civanperçemi, aknelerin iyileştirilmesine yardımcı olur.Bunun için yukarıda anlatılan infüzyon yüze uygulanır.
• Ayrıca iyi bir yara iyileştiricidir.Bunun için bitkinin yaprakları körpeyken ezilip yara lapası hazırlanır. Bir tülbentin içine konulan lapayla, yaraların üzerine kompres yapılır.
• Hemoroitte de iyileştirici ve rahatlatıcıdır.Bunun için civanperçeminin yukarıda anlatılan yara lapası, basur memelerinin üzerine elle uygulanır.
BİNBİRDELİKOTU
BİNBİRDELİKOTU
Latince Adı: Hypericum perforatum
Familya:
Diğer İsimleri: Kılıçotu, Koyunkıran, San kantaron, Yaraotu
Genel özellikleri:
Kılıçotugiller familyasındandır. Avrupada ve ülkemizde yaygın olarak yetişen Hypericum cinsi çokyıllık dayanıklı otsu ya da çalımsı bitki türlerinden biri de Binbirdelikotudur. 30-100 cm. kadar boylanabilir. Ormanların nemli köşelerini, dağlık ve bozkır alanların kayalık yerlerini ve yol kenarlarını sever. Yapraklarındaki her biri yağbezi olan pek çok saydam nokta nedeniyle bitkiye binbirdelikotu adı verilmiştir. Bu yapraklar karşılıklı dizilmiş durumda sapsız, oval biçimli ve koyu yeşil renklidir. Bitkinin mayıs-eylül ayları arasında açan 5 taçyapraklı, parlak sarı renkli çiçekleri, dallarının ucunda sıkı salkımlar halinde bulunur. Bitki, kapsül biçimindeki meyvelerinden döktüğü tohumlarla ya da kök saçaklarının sürgün vermesiyle çoğalır.Binbirdelikotunun çiçekli dalları tanen, reçine, pektin, glikozitleri içeren uçucu yağ, boyarmaddeler ve yapışkan bitki sıvısını içerir. Boyarmaddelerinden biri hiperin, öteki de hiperisindir. Hiperisin hafif zehirlenmelerine neden olduğu için, bazı hayvanlar bu otu yemezler.
Etki ve Kullanım:
• Binbirdelik otu antiseptik ve yara iyileştiricidir. Ciltteki yangılar, berelenme, varikosel ağrıları, hafif yanık ve güneş yanıklarına iyi gelir.Bu etkilen sağlamak üzere, bitki çiçek açtığında tüm topraküstü kesimleri kesilip parçalanarak zeytinyağına yatırılır. 1-2 hafta süreyle zeytinyağında bekletilerek elde edilen eriyiğe kantaron yağı adı verilir. Kantaron yağı yukarda sayılan yara ya da öteki şikayetli yerlere, günde bir-iki kez dıştan uygulanır.
• Ayrıca binbirdelikotu peklik verici, iştah açıcı, göğsü yumuşatıcı ve balgam söktürücü etkiler de taşır.
• Daha da önemlisi, binbirdelikotunun yatıştırıcı, spazm çözücü ve ağrıları azaltıcı etkilerinin bulunmasıdır. Bu özellikleri nedeniyle gerginlik, endişelilik, sinir rahatsızlıkları, depresyon ve özellikle menopozun yarattığı sıkıntı durumlarında kullanılır. Bu durumlarda tedavi l aya kadar sürdürülebilir.Sayılan bu etkileri sağlamak üzere, yukarıda anlatıldığı şekilde bitkinin tüm topraküstü kesimleri kesilip olabildiğince çabuk kurutulur. 1-2 tatlı kaşığı kurumuş bitki karışımı üzerine 1 bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika demlendirilerek yapılan infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir.
Latince Adı: Hypericum perforatum
Familya:
Diğer İsimleri: Kılıçotu, Koyunkıran, San kantaron, Yaraotu
Genel özellikleri:
Kılıçotugiller familyasındandır. Avrupada ve ülkemizde yaygın olarak yetişen Hypericum cinsi çokyıllık dayanıklı otsu ya da çalımsı bitki türlerinden biri de Binbirdelikotudur. 30-100 cm. kadar boylanabilir. Ormanların nemli köşelerini, dağlık ve bozkır alanların kayalık yerlerini ve yol kenarlarını sever. Yapraklarındaki her biri yağbezi olan pek çok saydam nokta nedeniyle bitkiye binbirdelikotu adı verilmiştir. Bu yapraklar karşılıklı dizilmiş durumda sapsız, oval biçimli ve koyu yeşil renklidir. Bitkinin mayıs-eylül ayları arasında açan 5 taçyapraklı, parlak sarı renkli çiçekleri, dallarının ucunda sıkı salkımlar halinde bulunur. Bitki, kapsül biçimindeki meyvelerinden döktüğü tohumlarla ya da kök saçaklarının sürgün vermesiyle çoğalır.Binbirdelikotunun çiçekli dalları tanen, reçine, pektin, glikozitleri içeren uçucu yağ, boyarmaddeler ve yapışkan bitki sıvısını içerir. Boyarmaddelerinden biri hiperin, öteki de hiperisindir. Hiperisin hafif zehirlenmelerine neden olduğu için, bazı hayvanlar bu otu yemezler.
Etki ve Kullanım:
• Binbirdelik otu antiseptik ve yara iyileştiricidir. Ciltteki yangılar, berelenme, varikosel ağrıları, hafif yanık ve güneş yanıklarına iyi gelir.Bu etkilen sağlamak üzere, bitki çiçek açtığında tüm topraküstü kesimleri kesilip parçalanarak zeytinyağına yatırılır. 1-2 hafta süreyle zeytinyağında bekletilerek elde edilen eriyiğe kantaron yağı adı verilir. Kantaron yağı yukarda sayılan yara ya da öteki şikayetli yerlere, günde bir-iki kez dıştan uygulanır.
• Ayrıca binbirdelikotu peklik verici, iştah açıcı, göğsü yumuşatıcı ve balgam söktürücü etkiler de taşır.
• Daha da önemlisi, binbirdelikotunun yatıştırıcı, spazm çözücü ve ağrıları azaltıcı etkilerinin bulunmasıdır. Bu özellikleri nedeniyle gerginlik, endişelilik, sinir rahatsızlıkları, depresyon ve özellikle menopozun yarattığı sıkıntı durumlarında kullanılır. Bu durumlarda tedavi l aya kadar sürdürülebilir.Sayılan bu etkileri sağlamak üzere, yukarıda anlatıldığı şekilde bitkinin tüm topraküstü kesimleri kesilip olabildiğince çabuk kurutulur. 1-2 tatlı kaşığı kurumuş bitki karışımı üzerine 1 bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika demlendirilerek yapılan infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir.
BİBERYA
BİBERİYE
Latince Adı: Rosmarinus officinalis
Familya:
Diğer İsimleri: Beyaz püren, Biberya, Hasalban, Kuşdiliotu
Genel özellikleri:
Ballıbabagiller familyasındandır. Anayurdu Akdeniz havzası olup ülkemizde Batı ve Güney Anadolu kıyı şeridinde yetişen, çokyıllık çalı görünüşlü bir bitkidir. 2 mye kadar boylanabildiği ve kışın yapraklarını dökmediği için bahçelerde süs ve çit bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Bitkinin gövdesi karemsi kesitli ve yeşilken, ikinci yılında odunsulaşır. Yaklaşık 2 cm. boyundaki iğne gibi ince uzun yapraklarının üstü parlak koyu yeşil ve altı gri renklidir. Bu yapraklar içe doğru kıvrılırlar. Yaz boyunca açan küçük çiçekleri mavi ya da eflatuni renklidir. Tohumları küçük, yağlı ve sarı-kahverengidir. Biberiye bitkisi, tohumlarıyla ya da ağır büyüdüğü için gövde kalemleri veya daldırma yöntemleriyle çoğaltılır. Biberiyenin içerdiği uçucu yağlar arasında başta borneol olmak üzere linalol, kamfen, sineol ile kafuru ve bitkide ayrıca tanen, reçine ile diğer etkili maddeler vardır. Bu nedenle yaprakları ve ince sürgünleri çok hoş kokan biberiye, taze olarak salatalara, kurutulup baharat olarak da et yemekleri ve diğer yiyeceklere katılır.
Etki ve Kullanım:
Biberiye bitkisi sağlığa çok yararlı olduğu gibi, mükemmel bir güzelleştiricidir.
• Kan dolaşımını hızlandırır.
• Sinirleri uyarır ve güçlendirir.
• Mide ve bağırsakları uyarır. Böylece sindirime (özellikle yağlı yiyecek yendiğinde) yardımcı olur.
• Hazımsızlıktan oluşan gazları söktürür.
• Safra salgısını artırır.
• İdrar söktürücüdür.
• Kadınlarda aybaşını düzene sokar. Gecikmeleri önler, iyi bir adet söktürücüdür.
• Etkili bir toniktir.Bu etkileri sağlamak için, biberiyenin yaprak ve taze sürgünleri yaz boyunca toplanır. Bitkinin tıbbi etkisi, çiçek açtığı zamanlarda en fazla olur. Yaprak ve ince sürgünler, aşırı sıcak olmayan, çok havadar ve gölge bir yerde ağır ağır kurutulur. Bir bardak kaynar suya l tatlı kaşığı yaprak ve taze sürgün konulup 10-15 dakika demlendirilerek yapılan infüzyon istendiği kadar içilebilir.Ayrıca:
• Kas ağrılarını, siyatik ve nevraljiyi hafifletir.
• Romatizma ağrılarını azaltır.
• Burkulma ve eziklerde iyileştiricidir.
• Saç diplerindeki bezleri uyarır. Erken saç dökülmelerini önler.Bu etkileri sağlamak üzere, biberiyenin yaprak ve genç sürgünleri suya atılıp iyice kaynatılarak bir dekoksiyon hazırlanır. Bu dekoksiyon, ağrılı yerler ya da saç dipleri elle iyice ovularak deriye yedirilir.Biberiyenin cildi güzelleştirici niteliklerini de şöylece sıralayabiliriz:
• Biberiye infüzyonu ile yıkanan saçlar gürleşip güzelleşir.
• Bir bez torbaya konulan biberiye yaprak ve taze sürgünleri banyo musluğunun altına asılarak üzerine sıcak su akıtılıp böylece doldurulan küvette banyo yapıldığında cildi derinden temizler, teni kayganlaştırır ve güzelleştirir. Şampuanla yıkanmaktan yıpranan saçları canlandırır. Bitkinin yaprak ve genç sürgünleri ezilerek yapılan lapa, kırışıklıkları gidererek cildi güzelleştirir.
Latince Adı: Rosmarinus officinalis
Familya:
Diğer İsimleri: Beyaz püren, Biberya, Hasalban, Kuşdiliotu
Genel özellikleri:
Ballıbabagiller familyasındandır. Anayurdu Akdeniz havzası olup ülkemizde Batı ve Güney Anadolu kıyı şeridinde yetişen, çokyıllık çalı görünüşlü bir bitkidir. 2 mye kadar boylanabildiği ve kışın yapraklarını dökmediği için bahçelerde süs ve çit bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Bitkinin gövdesi karemsi kesitli ve yeşilken, ikinci yılında odunsulaşır. Yaklaşık 2 cm. boyundaki iğne gibi ince uzun yapraklarının üstü parlak koyu yeşil ve altı gri renklidir. Bu yapraklar içe doğru kıvrılırlar. Yaz boyunca açan küçük çiçekleri mavi ya da eflatuni renklidir. Tohumları küçük, yağlı ve sarı-kahverengidir. Biberiye bitkisi, tohumlarıyla ya da ağır büyüdüğü için gövde kalemleri veya daldırma yöntemleriyle çoğaltılır. Biberiyenin içerdiği uçucu yağlar arasında başta borneol olmak üzere linalol, kamfen, sineol ile kafuru ve bitkide ayrıca tanen, reçine ile diğer etkili maddeler vardır. Bu nedenle yaprakları ve ince sürgünleri çok hoş kokan biberiye, taze olarak salatalara, kurutulup baharat olarak da et yemekleri ve diğer yiyeceklere katılır.
Etki ve Kullanım:
Biberiye bitkisi sağlığa çok yararlı olduğu gibi, mükemmel bir güzelleştiricidir.
• Kan dolaşımını hızlandırır.
• Sinirleri uyarır ve güçlendirir.
• Mide ve bağırsakları uyarır. Böylece sindirime (özellikle yağlı yiyecek yendiğinde) yardımcı olur.
• Hazımsızlıktan oluşan gazları söktürür.
• Safra salgısını artırır.
• İdrar söktürücüdür.
• Kadınlarda aybaşını düzene sokar. Gecikmeleri önler, iyi bir adet söktürücüdür.
• Etkili bir toniktir.Bu etkileri sağlamak için, biberiyenin yaprak ve taze sürgünleri yaz boyunca toplanır. Bitkinin tıbbi etkisi, çiçek açtığı zamanlarda en fazla olur. Yaprak ve ince sürgünler, aşırı sıcak olmayan, çok havadar ve gölge bir yerde ağır ağır kurutulur. Bir bardak kaynar suya l tatlı kaşığı yaprak ve taze sürgün konulup 10-15 dakika demlendirilerek yapılan infüzyon istendiği kadar içilebilir.Ayrıca:
• Kas ağrılarını, siyatik ve nevraljiyi hafifletir.
• Romatizma ağrılarını azaltır.
• Burkulma ve eziklerde iyileştiricidir.
• Saç diplerindeki bezleri uyarır. Erken saç dökülmelerini önler.Bu etkileri sağlamak üzere, biberiyenin yaprak ve genç sürgünleri suya atılıp iyice kaynatılarak bir dekoksiyon hazırlanır. Bu dekoksiyon, ağrılı yerler ya da saç dipleri elle iyice ovularak deriye yedirilir.Biberiyenin cildi güzelleştirici niteliklerini de şöylece sıralayabiliriz:
• Biberiye infüzyonu ile yıkanan saçlar gürleşip güzelleşir.
• Bir bez torbaya konulan biberiye yaprak ve taze sürgünleri banyo musluğunun altına asılarak üzerine sıcak su akıtılıp böylece doldurulan küvette banyo yapıldığında cildi derinden temizler, teni kayganlaştırır ve güzelleştirir. Şampuanla yıkanmaktan yıpranan saçları canlandırır. Bitkinin yaprak ve genç sürgünleri ezilerek yapılan lapa, kırışıklıkları gidererek cildi güzelleştirir.
BİBERLER
BİBERLER
Latince Adı: Capsicum
Familya:
Diğer İsimleri: Filfil, Isıot
Genel özellikleri:
Patlıcangiller familyasındandır. Anayurdu Amerika kıtası olan biberin tohumları 1493te İspanyaya getirilmiş ve oradan tüm dünyaya yayılarak 700 kadar türü üretilmiştir. Ülkemizde de dolmalık, sivri, çarliston, süs ve domates biberi gibi türleri yetiştirilmektedir. Biber genelde 30-100 cm. kadar boylanabilen, tatlı ya da acı meyve veren bir ya da bazen ikiyıllık otsu bitkidir. Ancak bazı yerlerde çalımsı ve hatta tropik bölgelerde ağaççık haline gelen biberlere rastlanır. Biberin oval biçimli, rengi açık yeşilden koyu yeşile ve hatta mora kadar değişen yaprakları, yaprak koltuklarında yaz aylarında açan beyaz renkli küçük çiçekleri olur. Bitkinin meyvesi renk, biçim ve tat bakımından büyük çeşitlilik gösterir. Olgunlaşan meyve sararır ve daha sonra kırmızı renge döner. Meyvenin etli kabuğu tohumlarını taşıyan eksen bölgesinden bir boşlukla ayrılır. Biberin kirli beyaz renkli tohumları disk biçimindedir. Bol güneşli, iklimi ılıman olan yerleri ve bitek toprağı seven biber türleri, tohumuyla çoğalır.Bütün türlerinin meyvesi C vitamini bakımından zengin olan biber, bazı alkaloitleri de içerir. Acı biber türlerindeki bu alkaloit kapsaisin adlı maddedir. Biberler genellikle sebze olarak tüketilir. Salatalara ve kimi yemeklere katılır. Turşusu yapılır. Baharat olarak kullanılır. Domates biberinin salçası yapılır. Biber, ülkemiz mutfağının vazgeçilmez besin türlerinden biridir.
Etki ve Kullanım:
Biber türlerinin sağlığa yararlı etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle sıralanabilir:
• Romatizma ve eklem ağrılarına karşı iyileştirici olarak kullanılır.Bu etkinin sağlanabilmesi için biberin meyvesi ezilerek yara lapası yapılır ve dıştan uygulanır.
• Biber mideyi uyarır, sindirim salgılarını artırır, iştahı açar ve sindirimi kolaylaştırır.
• İdrarı artırır.
• Uyarıcıdır.Bütün bunlar için taze, kurutulmuş ya da turşusu yapılmış biberler bolca yenir.
• Soğuk algınlığının ilk belirtisi görüldüğünde biber alınırsa iyileştirici olur.Bu etkisinden yararlanılmak üzere iyice kıyılmış 2,5 tatlı kaşığı taze biberin üzerine l bardak kaynar su ya da süt dökülüp 10-15 dakika süreyle demlendirilerek bir infüzyon hazırlanır. Bu infüzyon sıcakken içilir.
UYARI
• Aşırı miktarda tüketilen acı biber, mide ve bağırsakların tahrişine yol açabilir ve hatta böbreklerle karaciğerin rahatsızlanmasına neden olabilir.
Latince Adı: Capsicum
Familya:
Diğer İsimleri: Filfil, Isıot
Genel özellikleri:
Patlıcangiller familyasındandır. Anayurdu Amerika kıtası olan biberin tohumları 1493te İspanyaya getirilmiş ve oradan tüm dünyaya yayılarak 700 kadar türü üretilmiştir. Ülkemizde de dolmalık, sivri, çarliston, süs ve domates biberi gibi türleri yetiştirilmektedir. Biber genelde 30-100 cm. kadar boylanabilen, tatlı ya da acı meyve veren bir ya da bazen ikiyıllık otsu bitkidir. Ancak bazı yerlerde çalımsı ve hatta tropik bölgelerde ağaççık haline gelen biberlere rastlanır. Biberin oval biçimli, rengi açık yeşilden koyu yeşile ve hatta mora kadar değişen yaprakları, yaprak koltuklarında yaz aylarında açan beyaz renkli küçük çiçekleri olur. Bitkinin meyvesi renk, biçim ve tat bakımından büyük çeşitlilik gösterir. Olgunlaşan meyve sararır ve daha sonra kırmızı renge döner. Meyvenin etli kabuğu tohumlarını taşıyan eksen bölgesinden bir boşlukla ayrılır. Biberin kirli beyaz renkli tohumları disk biçimindedir. Bol güneşli, iklimi ılıman olan yerleri ve bitek toprağı seven biber türleri, tohumuyla çoğalır.Bütün türlerinin meyvesi C vitamini bakımından zengin olan biber, bazı alkaloitleri de içerir. Acı biber türlerindeki bu alkaloit kapsaisin adlı maddedir. Biberler genellikle sebze olarak tüketilir. Salatalara ve kimi yemeklere katılır. Turşusu yapılır. Baharat olarak kullanılır. Domates biberinin salçası yapılır. Biber, ülkemiz mutfağının vazgeçilmez besin türlerinden biridir.
Etki ve Kullanım:
Biber türlerinin sağlığa yararlı etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle sıralanabilir:
• Romatizma ve eklem ağrılarına karşı iyileştirici olarak kullanılır.Bu etkinin sağlanabilmesi için biberin meyvesi ezilerek yara lapası yapılır ve dıştan uygulanır.
• Biber mideyi uyarır, sindirim salgılarını artırır, iştahı açar ve sindirimi kolaylaştırır.
• İdrarı artırır.
• Uyarıcıdır.Bütün bunlar için taze, kurutulmuş ya da turşusu yapılmış biberler bolca yenir.
• Soğuk algınlığının ilk belirtisi görüldüğünde biber alınırsa iyileştirici olur.Bu etkisinden yararlanılmak üzere iyice kıyılmış 2,5 tatlı kaşığı taze biberin üzerine l bardak kaynar su ya da süt dökülüp 10-15 dakika süreyle demlendirilerek bir infüzyon hazırlanır. Bu infüzyon sıcakken içilir.
UYARI
• Aşırı miktarda tüketilen acı biber, mide ve bağırsakların tahrişine yol açabilir ve hatta böbreklerle karaciğerin rahatsızlanmasına neden olabilir.
BİBERİYE
BİBERİYE
Latince Adı: Rosmarinus officinalis
Familya:
Diğer İsimleri: Beyaz püren, Biberya, Hasalban, Kuşdiliotu
Genel özellikleri:
Ballıbabagiller familyasındandır. Anayurdu Akdeniz havzası olup ülkemizde Batı ve Güney Anadolu kıyı şeridinde yetişen, çokyıllık çalı görünüşlü bir bitkidir. 2 mye kadar boylanabildiği ve kışın yapraklarını dökmediği için bahçelerde süs ve çit bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Bitkinin gövdesi karemsi kesitli ve yeşilken, ikinci yılında odunsulaşır. Yaklaşık 2 cm. boyundaki iğne gibi ince uzun yapraklarının üstü parlak koyu yeşil ve altı gri renklidir. Bu yapraklar içe doğru kıvrılırlar. Yaz boyunca açan küçük çiçekleri mavi ya da eflatuni renklidir. Tohumları küçük, yağlı ve sarı-kahverengidir. Biberiye bitkisi, tohumlarıyla ya da ağır büyüdüğü için gövde kalemleri veya daldırma yöntemleriyle çoğaltılır. Biberiyenin içerdiği uçucu yağlar arasında başta borneol olmak üzere linalol, kamfen, sineol ile kafuru ve bitkide ayrıca tanen, reçine ile diğer etkili maddeler vardır. Bu nedenle yaprakları ve ince sürgünleri çok hoş kokan biberiye, taze olarak salatalara, kurutulup baharat olarak da et yemekleri ve diğer yiyeceklere katılır.
Etki ve Kullanım:
Biberiye bitkisi sağlığa çok yararlı olduğu gibi, mükemmel bir güzelleştiricidir.
• Kan dolaşımını hızlandırır.
• Sinirleri uyarır ve güçlendirir.
• Mide ve bağırsakları uyarır. Böylece sindirime (özellikle yağlı yiyecek yendiğinde) yardımcı olur.
• Hazımsızlıktan oluşan gazları söktürür.
• Safra salgısını artırır.
• İdrar söktürücüdür.
• Kadınlarda aybaşını düzene sokar. Gecikmeleri önler, iyi bir adet söktürücüdür.
• Etkili bir toniktir.Bu etkileri sağlamak için, biberiyenin yaprak ve taze sürgünleri yaz boyunca toplanır. Bitkinin tıbbi etkisi, çiçek açtığı zamanlarda en fazla olur. Yaprak ve ince sürgünler, aşırı sıcak olmayan, çok havadar ve gölge bir yerde ağır ağır kurutulur. Bir bardak kaynar suya l tatlı kaşığı yaprak ve taze sürgün konulup 10-15 dakika demlendirilerek yapılan infüzyon istendiği kadar içilebilir.Ayrıca:
• Kas ağrılarını, siyatik ve nevraljiyi hafifletir.
• Romatizma ağrılarını azaltır.
• Burkulma ve eziklerde iyileştiricidir.
• Saç diplerindeki bezleri uyarır. Erken saç dökülmelerini önler.Bu etkileri sağlamak üzere, biberiyenin yaprak ve genç sürgünleri suya atılıp iyice kaynatılarak bir dekoksiyon hazırlanır. Bu dekoksiyon, ağrılı yerler ya da saç dipleri elle iyice ovularak deriye yedirilir.Biberiyenin cildi güzelleştirici niteliklerini de şöylece sıralayabiliriz:
• Biberiye infüzyonu ile yıkanan saçlar gürleşip güzelleşir.
• Bir bez torbaya konulan biberiye yaprak ve taze sürgünleri banyo musluğunun altına asılarak üzerine sıcak su akıtılıp böylece doldurulan küvette banyo yapıldığında cildi derinden temizler, teni kayganlaştırır ve güzelleştirir. Şampuanla yıkanmaktan yıpranan saçları canlandırır. Bitkinin yaprak ve genç sürgünleri ezilerek yapılan lapa, kırışıklıkları gidererek cildi güzelleştirir.
Latince Adı: Rosmarinus officinalis
Familya:
Diğer İsimleri: Beyaz püren, Biberya, Hasalban, Kuşdiliotu
Genel özellikleri:
Ballıbabagiller familyasındandır. Anayurdu Akdeniz havzası olup ülkemizde Batı ve Güney Anadolu kıyı şeridinde yetişen, çokyıllık çalı görünüşlü bir bitkidir. 2 mye kadar boylanabildiği ve kışın yapraklarını dökmediği için bahçelerde süs ve çit bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Bitkinin gövdesi karemsi kesitli ve yeşilken, ikinci yılında odunsulaşır. Yaklaşık 2 cm. boyundaki iğne gibi ince uzun yapraklarının üstü parlak koyu yeşil ve altı gri renklidir. Bu yapraklar içe doğru kıvrılırlar. Yaz boyunca açan küçük çiçekleri mavi ya da eflatuni renklidir. Tohumları küçük, yağlı ve sarı-kahverengidir. Biberiye bitkisi, tohumlarıyla ya da ağır büyüdüğü için gövde kalemleri veya daldırma yöntemleriyle çoğaltılır. Biberiyenin içerdiği uçucu yağlar arasında başta borneol olmak üzere linalol, kamfen, sineol ile kafuru ve bitkide ayrıca tanen, reçine ile diğer etkili maddeler vardır. Bu nedenle yaprakları ve ince sürgünleri çok hoş kokan biberiye, taze olarak salatalara, kurutulup baharat olarak da et yemekleri ve diğer yiyeceklere katılır.
Etki ve Kullanım:
Biberiye bitkisi sağlığa çok yararlı olduğu gibi, mükemmel bir güzelleştiricidir.
• Kan dolaşımını hızlandırır.
• Sinirleri uyarır ve güçlendirir.
• Mide ve bağırsakları uyarır. Böylece sindirime (özellikle yağlı yiyecek yendiğinde) yardımcı olur.
• Hazımsızlıktan oluşan gazları söktürür.
• Safra salgısını artırır.
• İdrar söktürücüdür.
• Kadınlarda aybaşını düzene sokar. Gecikmeleri önler, iyi bir adet söktürücüdür.
• Etkili bir toniktir.Bu etkileri sağlamak için, biberiyenin yaprak ve taze sürgünleri yaz boyunca toplanır. Bitkinin tıbbi etkisi, çiçek açtığı zamanlarda en fazla olur. Yaprak ve ince sürgünler, aşırı sıcak olmayan, çok havadar ve gölge bir yerde ağır ağır kurutulur. Bir bardak kaynar suya l tatlı kaşığı yaprak ve taze sürgün konulup 10-15 dakika demlendirilerek yapılan infüzyon istendiği kadar içilebilir.Ayrıca:
• Kas ağrılarını, siyatik ve nevraljiyi hafifletir.
• Romatizma ağrılarını azaltır.
• Burkulma ve eziklerde iyileştiricidir.
• Saç diplerindeki bezleri uyarır. Erken saç dökülmelerini önler.Bu etkileri sağlamak üzere, biberiyenin yaprak ve genç sürgünleri suya atılıp iyice kaynatılarak bir dekoksiyon hazırlanır. Bu dekoksiyon, ağrılı yerler ya da saç dipleri elle iyice ovularak deriye yedirilir.Biberiyenin cildi güzelleştirici niteliklerini de şöylece sıralayabiliriz:
• Biberiye infüzyonu ile yıkanan saçlar gürleşip güzelleşir.
• Bir bez torbaya konulan biberiye yaprak ve taze sürgünleri banyo musluğunun altına asılarak üzerine sıcak su akıtılıp böylece doldurulan küvette banyo yapıldığında cildi derinden temizler, teni kayganlaştırır ve güzelleştirir. Şampuanla yıkanmaktan yıpranan saçları canlandırır. Bitkinin yaprak ve genç sürgünleri ezilerek yapılan lapa, kırışıklıkları gidererek cildi güzelleştirir.
BEZİR
KETEN
Latince Adı: Linum
Familya:
Diğer İsimleri: Bezir, Zeyrek
Genel özellikleri:
Ketengiller familyasının örnek bitkileridir. Anayurdu Akdeniz havzasıdır. 100 kadar keten türü olup bu türlerden bazısı ülkemizde yetişmektedir. Bunlardan Yabani ketenin (L. angustifolium) kültüre alınmasıyla elde edilen Keten bitkisi (L. usitatissimum) konumuzla en çok ilgili olan türdür. 30-100 cm. boylanabilen biryıllık bir tarım bitkisidir. Bitkinin tepesine doğru dallara ayrılan yeşil renkli gövdesi: almaşık dizili, ucu sivri ve uzunca biçimli yalın yaprakları: yaz boyunca açan gök mavisi renginde 5 taçyapraklı, süs çiçeği gibi güzel görünüşlü çiçekleri vardır. Olgunlaşan çiçekleri, bir ucu sivri, yuvarlak biçimli, her biri 2 tohum taşıyan 5 gözlü kahverengi meyvelere dönüşür. Kireçli topraklan ve ılıman iklimi seven keten bitkisi, tohumlarıyla üretilir.Keten bitkisinin tohumlarında linoeik, linolenik ve oleik asitleri içeren % 30-40 oranında sabit yağ: yapışkan bitki sıvısı, protein ve promarin adı verilen glikozit bulunur. Bitkinin tohumlarından elde edilen ve boyacılık, muşamba yapımı, kimi zaman da besin endüstrilerinde sıkça kullanılan bu yağa bezir ya da beziryağı denilir. Bitkinin tohumları ezilip yağı alındıktan sonra kalan küspesi değerli bir hayvan yemi olur. Ketenin gövdesinden elde edilen lifler de, makbul sayılan keten ipliği yapılmak üzere dokumacılıkta kullanılır.
Etki ve Kullanım:
Eski Mısırlılar döneminden beri bedene yararlı özellikleri bilinen ve kullanılan ketenin tıbbi etkileri:
• Pekliği giderici müshildir. Veterinerlikte de bu amaçla sıkça kullanılır.
• Sindirim sisteminde, mide ve bağırsaklardaki enfeksiyon ve tahrişlere karşı koruyucu etkileri vardır.
• Karaciğer ve safra kesesinin ani sancılanmalarına karşı yararlı etkileri görülür.
• Yatıştırıcıdır.Bu etkileri sağlamak üzere sonbahar başlarında iyice olgunluğa erişen tohumlan toplanır ya dapiyasadan sağlanan bu tohumlardan 2-3 tatlı kaşığı alınıp üzerine bir bardak kaynar su dökülür. 10-15 dakika demlendirilerek hazırlanan infüzyondan, günde iki kez sabah ve akşamları birer bardak içilir. Alımında zorluk çekilirse meyve suyuyla karıştırılıp içilebilir.
• Keten tohumları ayrıca çıbanların olgunlaştırılmasında: yara ve yanıkların iyileştirilmesinde yararlı olur.
• Şirpençe, zona ve sedef hastalıklarında rahatlatıcı ve iyileştirici etkileri görülür.
• Cildi yumuşatıcı ve ciltteki ağrıları kesici işlev yapar.
• Akciğer enfeksiyonları, özellikle nezle sonrası ortaya çıkan bronşit ve öksürükte yararlı etkileri vardır.Bu etkileri sağlamak için olgun keten tohumları ezilerek sıcak suya konulup 2-3 dakika süreyle kaynatılır. Suyu süzülüp bir tülbenteya da gazlı beze serilen tohumlar şikayetli yerlerin üzerine ya da akciğerle ilgili rahatsızlıklarda göğsün üzerine konularak bastırılır.
Latince Adı: Linum
Familya:
Diğer İsimleri: Bezir, Zeyrek
Genel özellikleri:
Ketengiller familyasının örnek bitkileridir. Anayurdu Akdeniz havzasıdır. 100 kadar keten türü olup bu türlerden bazısı ülkemizde yetişmektedir. Bunlardan Yabani ketenin (L. angustifolium) kültüre alınmasıyla elde edilen Keten bitkisi (L. usitatissimum) konumuzla en çok ilgili olan türdür. 30-100 cm. boylanabilen biryıllık bir tarım bitkisidir. Bitkinin tepesine doğru dallara ayrılan yeşil renkli gövdesi: almaşık dizili, ucu sivri ve uzunca biçimli yalın yaprakları: yaz boyunca açan gök mavisi renginde 5 taçyapraklı, süs çiçeği gibi güzel görünüşlü çiçekleri vardır. Olgunlaşan çiçekleri, bir ucu sivri, yuvarlak biçimli, her biri 2 tohum taşıyan 5 gözlü kahverengi meyvelere dönüşür. Kireçli topraklan ve ılıman iklimi seven keten bitkisi, tohumlarıyla üretilir.Keten bitkisinin tohumlarında linoeik, linolenik ve oleik asitleri içeren % 30-40 oranında sabit yağ: yapışkan bitki sıvısı, protein ve promarin adı verilen glikozit bulunur. Bitkinin tohumlarından elde edilen ve boyacılık, muşamba yapımı, kimi zaman da besin endüstrilerinde sıkça kullanılan bu yağa bezir ya da beziryağı denilir. Bitkinin tohumları ezilip yağı alındıktan sonra kalan küspesi değerli bir hayvan yemi olur. Ketenin gövdesinden elde edilen lifler de, makbul sayılan keten ipliği yapılmak üzere dokumacılıkta kullanılır.
Etki ve Kullanım:
Eski Mısırlılar döneminden beri bedene yararlı özellikleri bilinen ve kullanılan ketenin tıbbi etkileri:
• Pekliği giderici müshildir. Veterinerlikte de bu amaçla sıkça kullanılır.
• Sindirim sisteminde, mide ve bağırsaklardaki enfeksiyon ve tahrişlere karşı koruyucu etkileri vardır.
• Karaciğer ve safra kesesinin ani sancılanmalarına karşı yararlı etkileri görülür.
• Yatıştırıcıdır.Bu etkileri sağlamak üzere sonbahar başlarında iyice olgunluğa erişen tohumlan toplanır ya dapiyasadan sağlanan bu tohumlardan 2-3 tatlı kaşığı alınıp üzerine bir bardak kaynar su dökülür. 10-15 dakika demlendirilerek hazırlanan infüzyondan, günde iki kez sabah ve akşamları birer bardak içilir. Alımında zorluk çekilirse meyve suyuyla karıştırılıp içilebilir.
• Keten tohumları ayrıca çıbanların olgunlaştırılmasında: yara ve yanıkların iyileştirilmesinde yararlı olur.
• Şirpençe, zona ve sedef hastalıklarında rahatlatıcı ve iyileştirici etkileri görülür.
• Cildi yumuşatıcı ve ciltteki ağrıları kesici işlev yapar.
• Akciğer enfeksiyonları, özellikle nezle sonrası ortaya çıkan bronşit ve öksürükte yararlı etkileri vardır.Bu etkileri sağlamak için olgun keten tohumları ezilerek sıcak suya konulup 2-3 dakika süreyle kaynatılır. Suyu süzülüp bir tülbenteya da gazlı beze serilen tohumlar şikayetli yerlerin üzerine ya da akciğerle ilgili rahatsızlıklarda göğsün üzerine konularak bastırılır.
BEYAZ PÜREN
BİBERİYE
Latince Adı: Rosmarinus officinalis
Familya:
Diğer İsimleri: Beyaz püren, Biberya, Hasalban, Kuşdiliotu
Genel özellikleri:
Ballıbabagiller familyasındandır. Anayurdu Akdeniz havzası olup ülkemizde Batı ve Güney Anadolu kıyı şeridinde yetişen, çokyıllık çalı görünüşlü bir bitkidir. 2 mye kadar boylanabildiği ve kışın yapraklarını dökmediği için bahçelerde süs ve çit bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Bitkinin gövdesi karemsi kesitli ve yeşilken, ikinci yılında odunsulaşır. Yaklaşık 2 cm. boyundaki iğne gibi ince uzun yapraklarının üstü parlak koyu yeşil ve altı gri renklidir. Bu yapraklar içe doğru kıvrılırlar. Yaz boyunca açan küçük çiçekleri mavi ya da eflatuni renklidir. Tohumları küçük, yağlı ve sarı-kahverengidir. Biberiye bitkisi, tohumlarıyla ya da ağır büyüdüğü için gövde kalemleri veya daldırma yöntemleriyle çoğaltılır. Biberiyenin içerdiği uçucu yağlar arasında başta borneol olmak üzere linalol, kamfen, sineol ile kafuru ve bitkide ayrıca tanen, reçine ile diğer etkili maddeler vardır. Bu nedenle yaprakları ve ince sürgünleri çok hoş kokan biberiye, taze olarak salatalara, kurutulup baharat olarak da et yemekleri ve diğer yiyeceklere katılır.
Etki ve Kullanım:
Biberiye bitkisi sağlığa çok yararlı olduğu gibi, mükemmel bir güzelleştiricidir.
• Kan dolaşımını hızlandırır.
• Sinirleri uyarır ve güçlendirir.
• Mide ve bağırsakları uyarır. Böylece sindirime (özellikle yağlı yiyecek yendiğinde) yardımcı olur.
• Hazımsızlıktan oluşan gazları söktürür.
• Safra salgısını artırır.
• İdrar söktürücüdür.
• Kadınlarda aybaşını düzene sokar. Gecikmeleri önler, iyi bir adet söktürücüdür.
• Etkili bir toniktir.Bu etkileri sağlamak için, biberiyenin yaprak ve taze sürgünleri yaz boyunca toplanır. Bitkinin tıbbi etkisi, çiçek açtığı zamanlarda en fazla olur. Yaprak ve ince sürgünler, aşırı sıcak olmayan, çok havadar ve gölge bir yerde ağır ağır kurutulur. Bir bardak kaynar suya l tatlı kaşığı yaprak ve taze sürgün konulup 10-15 dakika demlendirilerek yapılan infüzyon istendiği kadar içilebilir.Ayrıca:
• Kas ağrılarını, siyatik ve nevraljiyi hafifletir.
• Romatizma ağrılarını azaltır.
• Burkulma ve eziklerde iyileştiricidir.
• Saç diplerindeki bezleri uyarır. Erken saç dökülmelerini önler.Bu etkileri sağlamak üzere, biberiyenin yaprak ve genç sürgünleri suya atılıp iyice kaynatılarak bir dekoksiyon hazırlanır. Bu dekoksiyon, ağrılı yerler ya da saç dipleri elle iyice ovularak deriye yedirilir.Biberiyenin cildi güzelleştirici niteliklerini de şöylece sıralayabiliriz:
• Biberiye infüzyonu ile yıkanan saçlar gürleşip güzelleşir.
• Bir bez torbaya konulan biberiye yaprak ve taze sürgünleri banyo musluğunun altına asılarak üzerine sıcak su akıtılıp böylece doldurulan küvette banyo yapıldığında cildi derinden temizler, teni kayganlaştırır ve güzelleştirir. Şampuanla yıkanmaktan yıpranan saçları canlandırır. Bitkinin yaprak ve genç sürgünleri ezilerek yapılan lapa, kırışıklıkları gidererek cildi güzelleştirir.
Latince Adı: Rosmarinus officinalis
Familya:
Diğer İsimleri: Beyaz püren, Biberya, Hasalban, Kuşdiliotu
Genel özellikleri:
Ballıbabagiller familyasındandır. Anayurdu Akdeniz havzası olup ülkemizde Batı ve Güney Anadolu kıyı şeridinde yetişen, çokyıllık çalı görünüşlü bir bitkidir. 2 mye kadar boylanabildiği ve kışın yapraklarını dökmediği için bahçelerde süs ve çit bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Bitkinin gövdesi karemsi kesitli ve yeşilken, ikinci yılında odunsulaşır. Yaklaşık 2 cm. boyundaki iğne gibi ince uzun yapraklarının üstü parlak koyu yeşil ve altı gri renklidir. Bu yapraklar içe doğru kıvrılırlar. Yaz boyunca açan küçük çiçekleri mavi ya da eflatuni renklidir. Tohumları küçük, yağlı ve sarı-kahverengidir. Biberiye bitkisi, tohumlarıyla ya da ağır büyüdüğü için gövde kalemleri veya daldırma yöntemleriyle çoğaltılır. Biberiyenin içerdiği uçucu yağlar arasında başta borneol olmak üzere linalol, kamfen, sineol ile kafuru ve bitkide ayrıca tanen, reçine ile diğer etkili maddeler vardır. Bu nedenle yaprakları ve ince sürgünleri çok hoş kokan biberiye, taze olarak salatalara, kurutulup baharat olarak da et yemekleri ve diğer yiyeceklere katılır.
Etki ve Kullanım:
Biberiye bitkisi sağlığa çok yararlı olduğu gibi, mükemmel bir güzelleştiricidir.
• Kan dolaşımını hızlandırır.
• Sinirleri uyarır ve güçlendirir.
• Mide ve bağırsakları uyarır. Böylece sindirime (özellikle yağlı yiyecek yendiğinde) yardımcı olur.
• Hazımsızlıktan oluşan gazları söktürür.
• Safra salgısını artırır.
• İdrar söktürücüdür.
• Kadınlarda aybaşını düzene sokar. Gecikmeleri önler, iyi bir adet söktürücüdür.
• Etkili bir toniktir.Bu etkileri sağlamak için, biberiyenin yaprak ve taze sürgünleri yaz boyunca toplanır. Bitkinin tıbbi etkisi, çiçek açtığı zamanlarda en fazla olur. Yaprak ve ince sürgünler, aşırı sıcak olmayan, çok havadar ve gölge bir yerde ağır ağır kurutulur. Bir bardak kaynar suya l tatlı kaşığı yaprak ve taze sürgün konulup 10-15 dakika demlendirilerek yapılan infüzyon istendiği kadar içilebilir.Ayrıca:
• Kas ağrılarını, siyatik ve nevraljiyi hafifletir.
• Romatizma ağrılarını azaltır.
• Burkulma ve eziklerde iyileştiricidir.
• Saç diplerindeki bezleri uyarır. Erken saç dökülmelerini önler.Bu etkileri sağlamak üzere, biberiyenin yaprak ve genç sürgünleri suya atılıp iyice kaynatılarak bir dekoksiyon hazırlanır. Bu dekoksiyon, ağrılı yerler ya da saç dipleri elle iyice ovularak deriye yedirilir.Biberiyenin cildi güzelleştirici niteliklerini de şöylece sıralayabiliriz:
• Biberiye infüzyonu ile yıkanan saçlar gürleşip güzelleşir.
• Bir bez torbaya konulan biberiye yaprak ve taze sürgünleri banyo musluğunun altına asılarak üzerine sıcak su akıtılıp böylece doldurulan küvette banyo yapıldığında cildi derinden temizler, teni kayganlaştırır ve güzelleştirir. Şampuanla yıkanmaktan yıpranan saçları canlandırır. Bitkinin yaprak ve genç sürgünleri ezilerek yapılan lapa, kırışıklıkları gidererek cildi güzelleştirir.
BENEVŞE
MENEKŞE
Latince Adı: Viola
Familya:
Diğer İsimleri: Benevşe, Menevşe
Genel özellikleri:
Menekşegiller familyasındaki Viola cinsinden 500 kadar, bir-iki ya da çokyıllık dayanıklı bitki türünün adı menekşedir. Bu türlerden 20 kadarı ülkemizde yetişmekte olup en çok tanınan ve konumuzla ilgili alanı Kokulu menekşe (V. odorata)dir. Kokulu menekşe, doğada özellikle nemli yerlerdeki ağaç altlarında ve ormanlık alanlarda kendiliğinden yetişen, bulunduğu yere yayılıp toprağı iyice örttüğü için bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, güzel kokusu olan ve 10-15 cm. kadar boylanabilen, çokyıllık bir bitkidir. Bitki, bu güzel kokusunu, ancak koparıldığı zaman çevresine yayar. Kalp biçiminde koyu yeşil yaprakları: kış sonu ile ilkbaharda açan mor ya da seyrek olarak beyaz taçyapraklı çiçekleri: açık sarımsı kahverengi, minik, sert ve yuvarlak tohumları ve gene sarımsı kahverengi rizomu (kökgövdesi) vardır. Bitki, tohumlarıyla ya da rizomundan uzayıp toprağa yapışarak yeni bitki oluşturan kök saçaklarıyla çoğalır.Kokulu menekşe saponin, mentil salisilat, alkaloitler, flavonitler ve uçucu yağ içerir. Güzel kokulu çiçeği, şekerleme yapılarak pasta ve tatlıcılıkta, ayrıca parfüm endüstrisinde kullanılır. Salatalara konularak çiğ olarak yenilir.
Etki ve Kullanım:
Bitkinin tıbbi etkileri ve bu etkilerden yararlanma yöntemleri şöyle sıralanabilir:
• Soğuk algınlığı, anjin, boğmaca, öksürük ve bronşit durumlarında iyileştirici ve rahatlatıcıdır. Göğsü yumuşatır, balgamı söktürür. Kronik bronşite bile iyi gelir.
• İdrar söktürücüdür. idrar yolları enfeksiyonlarında iyileştirici etkisi vardır.
• Hafif bir müshil etkisi yapar.
• Egzama, akne ve öteki cilt sorunlarında iyileştirici etkisi görülür.
• Baş ağrısı, sinirlilik hali ve uykusuzluğa karşı olumlu etkileri vardır.
• Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre, kokulu menekşenin bedende ur oluşumunu engelleyici etkileri de saptanmıştır.Bütün bu etkilen sağlamak üzere çiçek açtığı sürece kokulu menekşenin topraküstü kısımları toplanır. Bunlar ya yaş,olarak ya da gölge bir yerde özenle kurutularak kullanılır ve infüzyonu şöyle hazırlanır: 1 tatlı kaşığı yaprak, sap ve çiçek karışımının üzerine 1 bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika süreyle demlendirilir. Bu infüzyondan, günde üç kez birer bardak içilir.
Latince Adı: Viola
Familya:
Diğer İsimleri: Benevşe, Menevşe
Genel özellikleri:
Menekşegiller familyasındaki Viola cinsinden 500 kadar, bir-iki ya da çokyıllık dayanıklı bitki türünün adı menekşedir. Bu türlerden 20 kadarı ülkemizde yetişmekte olup en çok tanınan ve konumuzla ilgili alanı Kokulu menekşe (V. odorata)dir. Kokulu menekşe, doğada özellikle nemli yerlerdeki ağaç altlarında ve ormanlık alanlarda kendiliğinden yetişen, bulunduğu yere yayılıp toprağı iyice örttüğü için bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, güzel kokusu olan ve 10-15 cm. kadar boylanabilen, çokyıllık bir bitkidir. Bitki, bu güzel kokusunu, ancak koparıldığı zaman çevresine yayar. Kalp biçiminde koyu yeşil yaprakları: kış sonu ile ilkbaharda açan mor ya da seyrek olarak beyaz taçyapraklı çiçekleri: açık sarımsı kahverengi, minik, sert ve yuvarlak tohumları ve gene sarımsı kahverengi rizomu (kökgövdesi) vardır. Bitki, tohumlarıyla ya da rizomundan uzayıp toprağa yapışarak yeni bitki oluşturan kök saçaklarıyla çoğalır.Kokulu menekşe saponin, mentil salisilat, alkaloitler, flavonitler ve uçucu yağ içerir. Güzel kokulu çiçeği, şekerleme yapılarak pasta ve tatlıcılıkta, ayrıca parfüm endüstrisinde kullanılır. Salatalara konularak çiğ olarak yenilir.
Etki ve Kullanım:
Bitkinin tıbbi etkileri ve bu etkilerden yararlanma yöntemleri şöyle sıralanabilir:
• Soğuk algınlığı, anjin, boğmaca, öksürük ve bronşit durumlarında iyileştirici ve rahatlatıcıdır. Göğsü yumuşatır, balgamı söktürür. Kronik bronşite bile iyi gelir.
• İdrar söktürücüdür. idrar yolları enfeksiyonlarında iyileştirici etkisi vardır.
• Hafif bir müshil etkisi yapar.
• Egzama, akne ve öteki cilt sorunlarında iyileştirici etkisi görülür.
• Baş ağrısı, sinirlilik hali ve uykusuzluğa karşı olumlu etkileri vardır.
• Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre, kokulu menekşenin bedende ur oluşumunu engelleyici etkileri de saptanmıştır.Bütün bu etkilen sağlamak üzere çiçek açtığı sürece kokulu menekşenin topraküstü kısımları toplanır. Bunlar ya yaş,olarak ya da gölge bir yerde özenle kurutularak kullanılır ve infüzyonu şöyle hazırlanır: 1 tatlı kaşığı yaprak, sap ve çiçek karışımının üzerine 1 bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika süreyle demlendirilir. Bu infüzyondan, günde üç kez birer bardak içilir.
BAYIR TURPU
BAYIRTURPU
Latince Adı: Armoracia rusticana
Familya:
Diğer İsimleri: Eşekturpu, Karaturp, Yabanturpu
Genel özellikleri:
Turpgiller familyasındandır. Anayurdu Akdeniz bölgesidir. Ama, günümüzde tüm ılıman iklim kuşağındaki yerlerde ve ülkemizde yaygın olarak yetiştirilmektedir. 30-60 cm. boylanabilen, çokyıllık dayanıklı otsu bitkidir. Elips biçimli, ucu sivri, iri, kaba dokulu ve parlak yeşil yaprakları vardır. Yuvarlak kesitli ve boylamasına kabartılı saplarla köke bağlanan bu yapraklar ezildiğinde yakıcı bir koku yayarlar.Yaprak koltuklarında haziran-temmuz aylarında açan çiçekleri, beyaz salkımlar halinde olur. Bitkinin yumrukökü uzun, kalın, dışı sarı kahverengi, içi beyaz ve etlidir. Bu kökün de yakıcı bir kokusu vardır. Güneşli ve açıklık alanları, derin kazılmış, hafif ve nemli toprakları seven bayırturpu, tohumlarıyla çoğalır. Bitkinin taze yumrukökü kalsiyum, sodyum, magnezyum gibi mineraller ile C vitamini yönünden zengindir. Ayrıca hardal yağı, glikozit ve sinigrin maddelerini içerir. Bu kökler ince ince rendelenerek, hardalsı baharat kokusunu versin diye bazı et ve balık yemeklerine katılır. Bayırturpunun kökleri parçalanarak kum içinde ileriki kullanımlar için taze olarak saklanabilir. (Bu tür kök saklama ve ileriki günlerde kullanma yöntemi Avrupada pek yaygındır.)
Etki ve Kullanım:
Bayırturpunun:
• Sindirim sistemini uyarır, iştahı açar, mide ve bağırsaklardaki gazı söktürür, ağrıları dindirir.
• İçerdiği antibiyotik nitelik nedeniyle bağırsakların çeperlerini koruyucu rol oynar.
• Hafif müshil etkisi vardır.
• Grip ve yüksek ateşte iyileştirici etki yapar.
• Balgam söktürücüdür.
• İdrar yolları iltihaplarını iyileştirir.Bütün bu durumlar için tıbbi etkisini sağlamak üzere, bitkinin yumrukökü sonbaharda toprağı kazılarak sökülür. Temizlenip iyice rendelenerek günlük diyete katılır. Ya da bitkinin ufak parçalara bölünmüş yumrukökünden l tatlı kaşığı alınarak üzerine l bardak kaynar su dökülüp 5 dakika süreyle demlendirilir. Böylece hazırlanan infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir. Grip ve yüksek ateşte, içilen infüzyon miktarı artırılabilir.
• Bayırturpu romatizma, bel ve sırt ağrılarına da iyi gelir.Bunun için, bitkinin yaprak ve çiçekli bölümleriyle yara lapası hazırlanır ve şikayet edilen yerlere bu lapa dıştan uygulanır.
UYARI
• Gebe kadınlar ile böbrek sorunu olan kişiler, aşırı miktarda bayırturpu yememelidir.
Latince Adı: Armoracia rusticana
Familya:
Diğer İsimleri: Eşekturpu, Karaturp, Yabanturpu
Genel özellikleri:
Turpgiller familyasındandır. Anayurdu Akdeniz bölgesidir. Ama, günümüzde tüm ılıman iklim kuşağındaki yerlerde ve ülkemizde yaygın olarak yetiştirilmektedir. 30-60 cm. boylanabilen, çokyıllık dayanıklı otsu bitkidir. Elips biçimli, ucu sivri, iri, kaba dokulu ve parlak yeşil yaprakları vardır. Yuvarlak kesitli ve boylamasına kabartılı saplarla köke bağlanan bu yapraklar ezildiğinde yakıcı bir koku yayarlar.Yaprak koltuklarında haziran-temmuz aylarında açan çiçekleri, beyaz salkımlar halinde olur. Bitkinin yumrukökü uzun, kalın, dışı sarı kahverengi, içi beyaz ve etlidir. Bu kökün de yakıcı bir kokusu vardır. Güneşli ve açıklık alanları, derin kazılmış, hafif ve nemli toprakları seven bayırturpu, tohumlarıyla çoğalır. Bitkinin taze yumrukökü kalsiyum, sodyum, magnezyum gibi mineraller ile C vitamini yönünden zengindir. Ayrıca hardal yağı, glikozit ve sinigrin maddelerini içerir. Bu kökler ince ince rendelenerek, hardalsı baharat kokusunu versin diye bazı et ve balık yemeklerine katılır. Bayırturpunun kökleri parçalanarak kum içinde ileriki kullanımlar için taze olarak saklanabilir. (Bu tür kök saklama ve ileriki günlerde kullanma yöntemi Avrupada pek yaygındır.)
Etki ve Kullanım:
Bayırturpunun:
• Sindirim sistemini uyarır, iştahı açar, mide ve bağırsaklardaki gazı söktürür, ağrıları dindirir.
• İçerdiği antibiyotik nitelik nedeniyle bağırsakların çeperlerini koruyucu rol oynar.
• Hafif müshil etkisi vardır.
• Grip ve yüksek ateşte iyileştirici etki yapar.
• Balgam söktürücüdür.
• İdrar yolları iltihaplarını iyileştirir.Bütün bu durumlar için tıbbi etkisini sağlamak üzere, bitkinin yumrukökü sonbaharda toprağı kazılarak sökülür. Temizlenip iyice rendelenerek günlük diyete katılır. Ya da bitkinin ufak parçalara bölünmüş yumrukökünden l tatlı kaşığı alınarak üzerine l bardak kaynar su dökülüp 5 dakika süreyle demlendirilir. Böylece hazırlanan infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir. Grip ve yüksek ateşte, içilen infüzyon miktarı artırılabilir.
• Bayırturpu romatizma, bel ve sırt ağrılarına da iyi gelir.Bunun için, bitkinin yaprak ve çiçekli bölümleriyle yara lapası hazırlanır ve şikayet edilen yerlere bu lapa dıştan uygulanır.
UYARI
• Gebe kadınlar ile böbrek sorunu olan kişiler, aşırı miktarda bayırturpu yememelidir.
BAYAM
BADEM
Latince Adı: Prunus dulcis
Familya:
Diğer İsimleri: Bayam, Payam
Genel özellikleri:
Gülgiller familyasındandır. Anayurdu İran ile Afganistan yaylaları olan badem ağacı, Eski Yunanlılar ve Romalılar tarafından Akdeniz bölgesine getirilmiş ve yöreye çok iyi uyum sağlamıştır. Anadoluda uzun yıllardan beri yetiştirilen, 10 m ye kadar boylanabilen, şeftaliye benzeyen ama ondan daha büyük boylu ve daha uzun ömürlü bir ağaçtır, özellikle çiçeklenme zamanı dona karşı aşırı duyarlı olan badem ağacı bol güneşli, kışları ılık geçen, suyu iyi akıntılı yerleri sever ama toprak ayırımı yapmaz. Yaygın ya da dik dikensiz dalları, ince uzun ve kenarları ince dişli oval yaprakları vardır, ilkbahar başında açan çiçekleri beyaz, ender olarak pembe renkli olur. Ağaç çiçekliyken önce beyaz sonra açık pembe renkli görünür ve sonra yapraklanarak yeşile döner, ilkbaharın sonuna doğru ağaçta üzeri tüylü, yeşil renkli, çağla denilen meyveler görünür. Daha sonra ağustos-eylül aylarında taş çekirdek biçimini alan bu meyvelerin sert kabuğu içinde, bir ucu sivri, öteki ucu yassı ve geniş olan bir tohum meydana gelir. Bu tohuma badem ya da badem içi adı verilir. Badem ağacı, sert kabuğu içindeki tohumun ekilmesiyle çoğaltılır. Ancak tohumdan yabani olarak süren fidanlar aşılanır.Bademler öncelikle Tatlı badem (P. dulcis) ve Acı badem (P. amara) olmak üzere iki ana türe ayrılır. Bunlardan çeşitli melezleri türetilmiştir. Tatlı badem, yağ bakımından zengin lezzetli bir besindir. Ayrıca albüminli maddeler, şekerler, emülsin ve E vitamini içerir. Acı badem bu sayılanlara ek olarak hidrosiyanik asit içerdiğinden hafif zehirlidir. Tatlı badem içi şekercilikte, çikolata endüstrisinde ve badem şurubu yapımında kullanılır, ilkbaharda bademin çağlası taze, daha sonra badem içi de kuru meyve olarak sevilerek tüketilir. Badem içinden çıkarılan bademyağı, parfüm ve kozmetik endüstrisinde sıkça kullanılır.
Etki ve Kullanım:
Tatlı badem yağı:
• Müshildir: Özellikle çocuklarda daha etkili olur. Sulandırılıp gerekirse hafif tatlandırılarak içilir.
• Yara iyileştiricidir. Dıştan, yaralara uygulanır.
• Güneş yanıklarında rahatlatıcı olur. Dıştan, bu gibi yanıklara uygulanır.
• Emzikli annelerde süt gelişini artırır. Sulandırılıp gerekirse tatlandırılarak içilir.
• Öksürük ve boğaz ağrılarına karşı etkilidir. Sulandırılıp gerekirse tatlandırılarak içilir.
• Bağırsakların çalışmasını düzenler. Gene sulandırılıp gerekirse tatlandırılarak içilir.
• Ayrıca bademin içi, cinsel güçsüzlüğe karşı etkili olur. Bunun için yemeklerden sonra bir miktar badem içi yenmesi salık verilir.
UYARI
• Acı bademin de bazı tıbbi etkileri bulunmakla birlikte, aşırı kullanımı zehirlenmelere yol açar.
BARUT AĞACI
AKDİKEN
Latince Adı: Rhamnus catharicus
Familya:
Diğer İsimleri: Ateştacı, Barutağacı, Geyikdikeni
Genel özellikleri:
Hünnapgiller familyasındandır. Anayurdu Güney Avrupa ve Anadoludur. Kuzey Anadolu bölgesinin dağlık yerlerinde yabanisi yetiştiği gibi, park ve bahçelerimizde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Genelde 2-3 m. boylanabilen çalı biçiminde ağaççık iken, kimi zaman 6-8 m.ye yükselen örneklerine de rastlanır. Yaprakları sivri uçlu, oval ya da yuvarlak biçimli ve parlak yeşil renklidir. Sarımsı beyaz renkli çiçekleri yazın açar ve 3-5 çiçeği bir arada bulunur. Olgunlaşan çiçekleri önce yeşil renkli yuvarlak meyveler verir. Sonbahara doğru sararan bu meyveler birçok kuşa yem olur. Daha sonra iyice olgunlaşıp turuncu ve hatta açık kırmızı renge dönen 6-8 mm. çapındaki, tadı mayhoş ve biraz da acı olan meyveler bitkinin tohumunu taşırlar. Güneşli yerleri seven akdiken bitkisi, toprak yönünden seçici değildir. Tohumundan çoğaldığı gibi gövde çelikleriyle de üretilebilir.Akdiken bitkisinin meyve ve yapraklarında ramnoksantin ve lokain adı verilen maddeler ile antrakinon türevleri ve C vitamini bulunur.
Etki ve Kullanım:
• Akdiken bitkisi etkili ve kullanılması güvenli bir müshildir.
• İdrar söktürücüdür.
• Beden işlevlerim olumlu yönde değiştirici ve düzeltici etkisi de vardır.Bu etkileri sağlamak için, akdiken bitkisinin meyve ve yapraklarından 2 tatlı kaşığı alınarak 1 bardak kaynamış suya konulup 10-15 dakika süreyle demlendirilir. Böylece elde edilen infüzyon, 12 saat içinde etkili olmak üzere (sabahleyin) 1 bardak olarak içilir. Ya da bitkinin olgun meyvelerinden 10 tanesi sabah kahvaltısından önce yenir.Bitkinin meyve ve yaprakları başka şekillerde de ilaç haline getirilebilir. Bunlar sonbaharda toplanıp gölgede kurutulur. Yukarda tanımı verilen şekilde infüzyonu hazırlanır ve içilir. Ya da bitkinin meyvelerine biraz şeker ve su katılıp kaynatılarak şurup hazırlanır. Bu şuruptan sabah kahvaltısı öncesi bir yemek kaşığı alınır.
UYARI
• Akdikenin yukarda verilen dozları, bazı kişilerde bulantı ve ishale yol açabilir. Bu durumda dozaj azaltılmalıdır.
Latince Adı: Rhamnus catharicus
Familya:
Diğer İsimleri: Ateştacı, Barutağacı, Geyikdikeni
Genel özellikleri:
Hünnapgiller familyasındandır. Anayurdu Güney Avrupa ve Anadoludur. Kuzey Anadolu bölgesinin dağlık yerlerinde yabanisi yetiştiği gibi, park ve bahçelerimizde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Genelde 2-3 m. boylanabilen çalı biçiminde ağaççık iken, kimi zaman 6-8 m.ye yükselen örneklerine de rastlanır. Yaprakları sivri uçlu, oval ya da yuvarlak biçimli ve parlak yeşil renklidir. Sarımsı beyaz renkli çiçekleri yazın açar ve 3-5 çiçeği bir arada bulunur. Olgunlaşan çiçekleri önce yeşil renkli yuvarlak meyveler verir. Sonbahara doğru sararan bu meyveler birçok kuşa yem olur. Daha sonra iyice olgunlaşıp turuncu ve hatta açık kırmızı renge dönen 6-8 mm. çapındaki, tadı mayhoş ve biraz da acı olan meyveler bitkinin tohumunu taşırlar. Güneşli yerleri seven akdiken bitkisi, toprak yönünden seçici değildir. Tohumundan çoğaldığı gibi gövde çelikleriyle de üretilebilir.Akdiken bitkisinin meyve ve yapraklarında ramnoksantin ve lokain adı verilen maddeler ile antrakinon türevleri ve C vitamini bulunur.
Etki ve Kullanım:
• Akdiken bitkisi etkili ve kullanılması güvenli bir müshildir.
• İdrar söktürücüdür.
• Beden işlevlerim olumlu yönde değiştirici ve düzeltici etkisi de vardır.Bu etkileri sağlamak için, akdiken bitkisinin meyve ve yapraklarından 2 tatlı kaşığı alınarak 1 bardak kaynamış suya konulup 10-15 dakika süreyle demlendirilir. Böylece elde edilen infüzyon, 12 saat içinde etkili olmak üzere (sabahleyin) 1 bardak olarak içilir. Ya da bitkinin olgun meyvelerinden 10 tanesi sabah kahvaltısından önce yenir.Bitkinin meyve ve yaprakları başka şekillerde de ilaç haline getirilebilir. Bunlar sonbaharda toplanıp gölgede kurutulur. Yukarda tanımı verilen şekilde infüzyonu hazırlanır ve içilir. Ya da bitkinin meyvelerine biraz şeker ve su katılıp kaynatılarak şurup hazırlanır. Bu şuruptan sabah kahvaltısı öncesi bir yemek kaşığı alınır.
UYARI
• Akdikenin yukarda verilen dozları, bazı kişilerde bulantı ve ishale yol açabilir. Bu durumda dozaj azaltılmalıdır.
BAHÇE SEDEFOTU
SEDEFOTU
Latince Adı: Ruta graveolens
Familya:
Diğer İsimleri: Bahçe sedefotu
Genel özellikleri:
Sedefotugiller familyasının örnek bitkisidir. Anayurdu bilinmemekte, Avrasya ve Kanarya adalarında yabani olarak yetişmekte, yaz-kış yeşil kaldığı için Avrupa ve ülkemizde bazı bahçelerde sevilerek üretilmektedir. 60-100 cm. boylanabilen, dayanıklı çalıdır. Yuvarlak kesitli, mavi-yeşil renkli gövdesi bitkinin ikinci yılında odunsulaşır. Parçalara bölünmüş, küçük ve yuvarlak yaprakları da mavi-yeşil renkli, acı tatlı ve kokulu, içerdiği yağ benekleri nedeniyle benekli görünüşlüdür. Bitkinin yeşilimsi sarı renkli gösterişli çiçekleri yaz sonuna doğru açar. Olgunlaşan çiçekleri siyah renkli ve hilal biçimli tohumlara dönüşür. Sedefotu bitkisi güneşli yerleri sevmesine karşın yarı gölgeli yerlere de dayanır. Suyu iyi akıntılı alkalik toprakları yeğler. Ancak bitek olmayan toprakta yetişen bitki daha dayanıklı olur. Bitki, tohumuyla çoğalır ama ağır ağır gelişir. Daha iyisi ilkbaharda bitkinin bölünerek ya da yaz sonunda gövde kalemleri alınarak çoğaltılmasıdır.Sedefotu bitkisinin topraküstü bölümleri uçucu yağ, alkaloitler, tanen, reçine, rutin adı verilen glikozit ile pektin içerir. Tohum ve yaprakları az miktarlarda tüketilmek koşuluyla bazı ülkelerin mutfağında yer alır.
Etki ve Kullanım:
Antik çağlarda hastalıklara karşı yararlarıyla ün kazanan sedefotuna Latincede. hastalıktan kurtulma anlamına gelen Ruta adı verilmiştir.
• Midevidir. iştahı açar ve sindirimi kolaylaştırır.
• Gaz söktürücüdür.
• Yatıştırıcıdır. Spazmları çözer. Spazmla oluşan öksürüğü keser.
• Kalp çarpıntısı ve endişeden doğan sorunları en aza indirger, isteri durumunu yok eder.
• Âdet söktürücüdür. Kadınlarda aybaşı dönemini kolaylaştırır ve düzene sokar.
• Uyarıcıdır.
• Terleticidir.
• Solucan (kurt) düşürücü etkisi vardır.Bütün bu etkileri sağlamak üzere, sedefotunun topraküstü kesimleri, bitki yazın çiçek açmadan önce toplanır ve gölgede kurutulur. 1-2 tatlı kaşığı kurutulmuş ot alınıp 1 bardak kaynar suda 10-15 dakika demlendirilir. Böylece elde edilen infüzyondan, günde üç kez birer bardak içilir.
• Aynı infüzyon dıştan yorgun gözlere pamukla uygulanırsa göz yorgunluğunu giderir.
• Ayrıca sedefotu romatizma ağrılarına karşı etkili olur.
• Karın ağrılarına karşı da etkilidir.Bu iki etkisinden yararlanmak için, taze sedefotu yaprakları parçalanıp elde ezilerek zeytinyağının içine konulur. Birkaç saat bekletilir. Böylece elde edilen eriyik daha sonra dıştan elle ovuşturularak şikâyetli yerlere uygulanır.
• Sedefotunun taze yapraklarından birkaçı ağızda çiğnenirse, yüksek tansiyondan oluşan baş ağrısını geçirir.
• Sedefotunun yaprakları suda kaynatılıp dekoksiyonu yapıldıktan sonra biraz sulandırılıp cilde uygulanırsa yararlı ve temizleyici olur. Ancak bazı kişilerin cildini kızartabileceği unutulmamalıdır.
UYARILAR
• Sedefotu gebelikte kullanılmamalıdır, çünkü çok etkili bir çocuk düşürücüdür.
• Yüksek dozda alınırsa zehirlenmelere yol açabilir.Sedefotu, antiseptik ve böcek kovucu etkiler de taşır. Bunun için kurutulmuş yaprakları evlerde mutfak ve kilerin uygun yerlerine serilir.
Latince Adı: Ruta graveolens
Familya:
Diğer İsimleri: Bahçe sedefotu
Genel özellikleri:
Sedefotugiller familyasının örnek bitkisidir. Anayurdu bilinmemekte, Avrasya ve Kanarya adalarında yabani olarak yetişmekte, yaz-kış yeşil kaldığı için Avrupa ve ülkemizde bazı bahçelerde sevilerek üretilmektedir. 60-100 cm. boylanabilen, dayanıklı çalıdır. Yuvarlak kesitli, mavi-yeşil renkli gövdesi bitkinin ikinci yılında odunsulaşır. Parçalara bölünmüş, küçük ve yuvarlak yaprakları da mavi-yeşil renkli, acı tatlı ve kokulu, içerdiği yağ benekleri nedeniyle benekli görünüşlüdür. Bitkinin yeşilimsi sarı renkli gösterişli çiçekleri yaz sonuna doğru açar. Olgunlaşan çiçekleri siyah renkli ve hilal biçimli tohumlara dönüşür. Sedefotu bitkisi güneşli yerleri sevmesine karşın yarı gölgeli yerlere de dayanır. Suyu iyi akıntılı alkalik toprakları yeğler. Ancak bitek olmayan toprakta yetişen bitki daha dayanıklı olur. Bitki, tohumuyla çoğalır ama ağır ağır gelişir. Daha iyisi ilkbaharda bitkinin bölünerek ya da yaz sonunda gövde kalemleri alınarak çoğaltılmasıdır.Sedefotu bitkisinin topraküstü bölümleri uçucu yağ, alkaloitler, tanen, reçine, rutin adı verilen glikozit ile pektin içerir. Tohum ve yaprakları az miktarlarda tüketilmek koşuluyla bazı ülkelerin mutfağında yer alır.
Etki ve Kullanım:
Antik çağlarda hastalıklara karşı yararlarıyla ün kazanan sedefotuna Latincede. hastalıktan kurtulma anlamına gelen Ruta adı verilmiştir.
• Midevidir. iştahı açar ve sindirimi kolaylaştırır.
• Gaz söktürücüdür.
• Yatıştırıcıdır. Spazmları çözer. Spazmla oluşan öksürüğü keser.
• Kalp çarpıntısı ve endişeden doğan sorunları en aza indirger, isteri durumunu yok eder.
• Âdet söktürücüdür. Kadınlarda aybaşı dönemini kolaylaştırır ve düzene sokar.
• Uyarıcıdır.
• Terleticidir.
• Solucan (kurt) düşürücü etkisi vardır.Bütün bu etkileri sağlamak üzere, sedefotunun topraküstü kesimleri, bitki yazın çiçek açmadan önce toplanır ve gölgede kurutulur. 1-2 tatlı kaşığı kurutulmuş ot alınıp 1 bardak kaynar suda 10-15 dakika demlendirilir. Böylece elde edilen infüzyondan, günde üç kez birer bardak içilir.
• Aynı infüzyon dıştan yorgun gözlere pamukla uygulanırsa göz yorgunluğunu giderir.
• Ayrıca sedefotu romatizma ağrılarına karşı etkili olur.
• Karın ağrılarına karşı da etkilidir.Bu iki etkisinden yararlanmak için, taze sedefotu yaprakları parçalanıp elde ezilerek zeytinyağının içine konulur. Birkaç saat bekletilir. Böylece elde edilen eriyik daha sonra dıştan elle ovuşturularak şikâyetli yerlere uygulanır.
• Sedefotunun taze yapraklarından birkaçı ağızda çiğnenirse, yüksek tansiyondan oluşan baş ağrısını geçirir.
• Sedefotunun yaprakları suda kaynatılıp dekoksiyonu yapıldıktan sonra biraz sulandırılıp cilde uygulanırsa yararlı ve temizleyici olur. Ancak bazı kişilerin cildini kızartabileceği unutulmamalıdır.
UYARILAR
• Sedefotu gebelikte kullanılmamalıdır, çünkü çok etkili bir çocuk düşürücüdür.
• Yüksek dozda alınırsa zehirlenmelere yol açabilir.Sedefotu, antiseptik ve böcek kovucu etkiler de taşır. Bunun için kurutulmuş yaprakları evlerde mutfak ve kilerin uygun yerlerine serilir.
BADEM
BADEM
Latince Adı: Prunus dulcis
Familya:
Diğer İsimleri: Bayam, Payam
Genel özellikleri:
Gülgiller familyasındandır. Anayurdu İran ile Afganistan yaylaları olan badem ağacı, Eski Yunanlılar ve Romalılar tarafından Akdeniz bölgesine getirilmiş ve yöreye çok iyi uyum sağlamıştır. Anadoluda uzun yıllardan beri yetiştirilen, 10 m ye kadar boylanabilen, şeftaliye benzeyen ama ondan daha büyük boylu ve daha uzun ömürlü bir ağaçtır, özellikle çiçeklenme zamanı dona karşı aşırı duyarlı olan badem ağacı bol güneşli, kışları ılık geçen, suyu iyi akıntılı yerleri sever ama toprak ayırımı yapmaz. Yaygın ya da dik dikensiz dalları, ince uzun ve kenarları ince dişli oval yaprakları vardır, ilkbahar başında açan çiçekleri beyaz, ender olarak pembe renkli olur. Ağaç çiçekliyken önce beyaz sonra açık pembe renkli görünür ve sonra yapraklanarak yeşile döner, ilkbaharın sonuna doğru ağaçta üzeri tüylü, yeşil renkli, çağla denilen meyveler görünür. Daha sonra ağustos-eylül aylarında taş çekirdek biçimini alan bu meyvelerin sert kabuğu içinde, bir ucu sivri, öteki ucu yassı ve geniş olan bir tohum meydana gelir. Bu tohuma badem ya da badem içi adı verilir. Badem ağacı, sert kabuğu içindeki tohumun ekilmesiyle çoğaltılır. Ancak tohumdan yabani olarak süren fidanlar aşılanır.Bademler öncelikle Tatlı badem (P. dulcis) ve Acı badem (P. amara) olmak üzere iki ana türe ayrılır. Bunlardan çeşitli melezleri türetilmiştir. Tatlı badem, yağ bakımından zengin lezzetli bir besindir. Ayrıca albüminli maddeler, şekerler, emülsin ve E vitamini içerir. Acı badem bu sayılanlara ek olarak hidrosiyanik asit içerdiğinden hafif zehirlidir. Tatlı badem içi şekercilikte, çikolata endüstrisinde ve badem şurubu yapımında kullanılır, ilkbaharda bademin çağlası taze, daha sonra badem içi de kuru meyve olarak sevilerek tüketilir. Badem içinden çıkarılan bademyağı, parfüm ve kozmetik endüstrisinde sıkça kullanılır.
Etki ve Kullanım:
Tatlı badem yağı:
• Müshildir: Özellikle çocuklarda daha etkili olur. Sulandırılıp gerekirse hafif tatlandırılarak içilir.
• Yara iyileştiricidir. Dıştan, yaralara uygulanır.
• Güneş yanıklarında rahatlatıcı olur. Dıştan, bu gibi yanıklara uygulanır.
• Emzikli annelerde süt gelişini artırır. Sulandırılıp gerekirse tatlandırılarak içilir.
• Öksürük ve boğaz ağrılarına karşı etkilidir. Sulandırılıp gerekirse tatlandırılarak içilir.
• Bağırsakların çalışmasını düzenler. Gene sulandırılıp gerekirse tatlandırılarak içilir.
• Ayrıca bademin içi, cinsel güçsüzlüğe karşı etkili olur. Bunun için yemeklerden sonra bir miktar badem içi yenmesi salık verilir.
UYARI
Acı bademin de bazı tıbbi etkileri bulunmakla birlikte, aşırı kullanımı zehirlenmelere yol açar.
Latince Adı: Prunus dulcis
Familya:
Diğer İsimleri: Bayam, Payam
Genel özellikleri:
Gülgiller familyasındandır. Anayurdu İran ile Afganistan yaylaları olan badem ağacı, Eski Yunanlılar ve Romalılar tarafından Akdeniz bölgesine getirilmiş ve yöreye çok iyi uyum sağlamıştır. Anadoluda uzun yıllardan beri yetiştirilen, 10 m ye kadar boylanabilen, şeftaliye benzeyen ama ondan daha büyük boylu ve daha uzun ömürlü bir ağaçtır, özellikle çiçeklenme zamanı dona karşı aşırı duyarlı olan badem ağacı bol güneşli, kışları ılık geçen, suyu iyi akıntılı yerleri sever ama toprak ayırımı yapmaz. Yaygın ya da dik dikensiz dalları, ince uzun ve kenarları ince dişli oval yaprakları vardır, ilkbahar başında açan çiçekleri beyaz, ender olarak pembe renkli olur. Ağaç çiçekliyken önce beyaz sonra açık pembe renkli görünür ve sonra yapraklanarak yeşile döner, ilkbaharın sonuna doğru ağaçta üzeri tüylü, yeşil renkli, çağla denilen meyveler görünür. Daha sonra ağustos-eylül aylarında taş çekirdek biçimini alan bu meyvelerin sert kabuğu içinde, bir ucu sivri, öteki ucu yassı ve geniş olan bir tohum meydana gelir. Bu tohuma badem ya da badem içi adı verilir. Badem ağacı, sert kabuğu içindeki tohumun ekilmesiyle çoğaltılır. Ancak tohumdan yabani olarak süren fidanlar aşılanır.Bademler öncelikle Tatlı badem (P. dulcis) ve Acı badem (P. amara) olmak üzere iki ana türe ayrılır. Bunlardan çeşitli melezleri türetilmiştir. Tatlı badem, yağ bakımından zengin lezzetli bir besindir. Ayrıca albüminli maddeler, şekerler, emülsin ve E vitamini içerir. Acı badem bu sayılanlara ek olarak hidrosiyanik asit içerdiğinden hafif zehirlidir. Tatlı badem içi şekercilikte, çikolata endüstrisinde ve badem şurubu yapımında kullanılır, ilkbaharda bademin çağlası taze, daha sonra badem içi de kuru meyve olarak sevilerek tüketilir. Badem içinden çıkarılan bademyağı, parfüm ve kozmetik endüstrisinde sıkça kullanılır.
Etki ve Kullanım:
Tatlı badem yağı:
• Müshildir: Özellikle çocuklarda daha etkili olur. Sulandırılıp gerekirse hafif tatlandırılarak içilir.
• Yara iyileştiricidir. Dıştan, yaralara uygulanır.
• Güneş yanıklarında rahatlatıcı olur. Dıştan, bu gibi yanıklara uygulanır.
• Emzikli annelerde süt gelişini artırır. Sulandırılıp gerekirse tatlandırılarak içilir.
• Öksürük ve boğaz ağrılarına karşı etkilidir. Sulandırılıp gerekirse tatlandırılarak içilir.
• Bağırsakların çalışmasını düzenler. Gene sulandırılıp gerekirse tatlandırılarak içilir.
• Ayrıca bademin içi, cinsel güçsüzlüğe karşı etkili olur. Bunun için yemeklerden sonra bir miktar badem içi yenmesi salık verilir.
UYARI
Acı bademin de bazı tıbbi etkileri bulunmakla birlikte, aşırı kullanımı zehirlenmelere yol açar.
AZAK EĞİRİ
EĞİROTU
Latince Adı: Acorus calamus
Familya:
Diğer İsimleri: Azakeğiri, Hintkamışı, Yelotu
Genel özellikleri:
Yılanyastığıgiller familyasındandır. Anayurdu Hindistandır. Ama Asya, Avrupa ve Amerika kıtalarına kadar yayılmış çokyıllık otsu ve rizomlu bir su bitkisidir. Anadoluda Sapanca, Yeniçağa ve Beyşehir göllerinin kıvılarında bol bol yetişir. 50-125 cm. boylanabilir. Şerit yaprakları: yaz ayların açan siyahımsı erguvani renkte tıkız başa çiçekleri vardır. Bu çiçekler daha sonra yeşilimsi renkli meyvelere dönüşür. Bitki, humlarıyla ya da daha çok rizomlarının sürgün vermesiyle çoğalır.Eğirotu % 3 oranında uçucu yağ, yapışkan bitki sıvısı, acı esans, glikozit, tanen ve akorin adlı acı maddeyi içerir.
Etki ve Kullanım:
Osmanlı imparatorluğu döneminde eğirotu sağlığa yararlı özellikleri nedeniyle sıkça kullanılmış ve Evliya Çelebi ünlü Seyahatname adlı yapıtında, bitkinin niteliklerinden övgüyle söz etmiştir. Eğirotunun bu tıbbi etkileri ve onlardan yararlanma yöntemleri şöylece sıralanabilir:
• Sindirim sistemi için çok iyi bir toniktir. Sindirim işlemini kolaylaştırır. Gastrit ve mide ülserlerinde iyileştirici etkiler yapar.
• Mide ve bağırsaklardaki gazı söktürür. Karın ağrılarını geçirtir.
• İştahı açar. Diyareyi keser.
• Yatıştırıcıdır. Spazm çözücü etkileri vardır.
• Terleticidir. Beden ateşini düşürür.
• İdrar ve adet söktürücü etkileri de vardır.Bütün bu etkileri sağlamak üzere, eğirotunun rizomu (kökgövdesi), sonbahar başı ile ortası arasında bulunduğu çamurlu topraktan kanca kullanılarak sökülür. Yaprakları ayrılıp rizomu iyice temizlenir. Uzunlamasına ikiye bölünür ve gölge bir yerde kurutulur. Kuruyan kökleri dilimlenir. Bunlardan 2 tatlı kaşığı alınır, üzerine 1 bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika demlendirilerek bir infüzyon hazırlanır. Her yemekten yarım saat önce bu infüzyondan birer bardak içilir.
Latince Adı: Acorus calamus
Familya:
Diğer İsimleri: Azakeğiri, Hintkamışı, Yelotu
Genel özellikleri:
Yılanyastığıgiller familyasındandır. Anayurdu Hindistandır. Ama Asya, Avrupa ve Amerika kıtalarına kadar yayılmış çokyıllık otsu ve rizomlu bir su bitkisidir. Anadoluda Sapanca, Yeniçağa ve Beyşehir göllerinin kıvılarında bol bol yetişir. 50-125 cm. boylanabilir. Şerit yaprakları: yaz ayların açan siyahımsı erguvani renkte tıkız başa çiçekleri vardır. Bu çiçekler daha sonra yeşilimsi renkli meyvelere dönüşür. Bitki, humlarıyla ya da daha çok rizomlarının sürgün vermesiyle çoğalır.Eğirotu % 3 oranında uçucu yağ, yapışkan bitki sıvısı, acı esans, glikozit, tanen ve akorin adlı acı maddeyi içerir.
Etki ve Kullanım:
Osmanlı imparatorluğu döneminde eğirotu sağlığa yararlı özellikleri nedeniyle sıkça kullanılmış ve Evliya Çelebi ünlü Seyahatname adlı yapıtında, bitkinin niteliklerinden övgüyle söz etmiştir. Eğirotunun bu tıbbi etkileri ve onlardan yararlanma yöntemleri şöylece sıralanabilir:
• Sindirim sistemi için çok iyi bir toniktir. Sindirim işlemini kolaylaştırır. Gastrit ve mide ülserlerinde iyileştirici etkiler yapar.
• Mide ve bağırsaklardaki gazı söktürür. Karın ağrılarını geçirtir.
• İştahı açar. Diyareyi keser.
• Yatıştırıcıdır. Spazm çözücü etkileri vardır.
• Terleticidir. Beden ateşini düşürür.
• İdrar ve adet söktürücü etkileri de vardır.Bütün bu etkileri sağlamak üzere, eğirotunun rizomu (kökgövdesi), sonbahar başı ile ortası arasında bulunduğu çamurlu topraktan kanca kullanılarak sökülür. Yaprakları ayrılıp rizomu iyice temizlenir. Uzunlamasına ikiye bölünür ve gölge bir yerde kurutulur. Kuruyan kökleri dilimlenir. Bunlardan 2 tatlı kaşığı alınır, üzerine 1 bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika demlendirilerek bir infüzyon hazırlanır. Her yemekten yarım saat önce bu infüzyondan birer bardak içilir.
AYRIK OTU
AYRIKOTU
Latince Adı: Agropyan repens
Familya:
Diğer İsimleri:
Genel özellikleri:
Buğdaygiller familyasındandır. Anayurdu bilinmeyen, dünyanın bütün soğuk ve ılıman iklimli bölgelerinde, ayrıca tropikal ve astropikal iklim bölgelerinin yüksek kesimlerinde yetişen 125 kadar türün ortak adı ayrıkotudur. Ülkemizde de 20 kadar ayrıkotu türü yetişmektedir. Bu türlerden bazıları tarıma çok zararlı iken, kimi türleri de hayvan yemi ya da çim bitkisi olarak özellikle yetiştirilmektedir. Ayrıkotu türlerinden konumuzla en çok ilgili olan Tarla ayrığı (A.repens) da tarıma zararlıdır. Çünkü, kendi haline bırakılırsa kısa zamanda tarlaları kaplar. Kısaca ayrıkotu diyeceğimiz bu bitki 30 -150 cm. boylanabilen, rizom köklü (kök gövdeli), çokyıllık dayanıklı otsu bitkidir. Tarlalardan başka, yol kenarları ve bahçelerde de çok görülür. Yeşil gövdesi silindirik biçimli ve boğumlu, yapraklan yeşil ve düzdür. Mayıs-temmuz ayları arasında küçük başaklar halinde açan çiçekleri yeşil renkli ve pek gösterişsizdir. Bitki, bu çiçeklerinden oluşan tohumlarının dökülmesiyle, özellikle rizomlarının sürgün vermesiyle ya da toprağa değen yerde, gövdelerinin yeniden kök atmasıyla çoğalır.
Etki ve Kullanım:
Tarla ayrığı rizomları polisakkarit bir madde olan tritisin ile uçucu yağ, yapışkan bitki sıvısı, potasyum, salisilik asit, saponin ve mikrop kırıcı bazı maddeleri içerir.
• İdrar yolları enfeksiyonlarının iyileştirilmesinde, sistit (mesane iltihabı) ve prostatitte (prostat iltihabı) etkili olur.
• İdrar söktürücüdür.
• Kanı ve bedendeki toksik maddeleri temizler.
• Böbrek ve mesane taşlarının atılmasına yardımcı olur.
• Bedeni güçlendirici bir toniktir.Bu etkileri sağlamak üzere, tarla ayrığının rizomlan ilkbahar mevsiminde ya da sonbaharın başlarında toprağı kazılarak sökülür. Yıkanarak iyice temizlenir. Gölgede ya da güneşte kurutulur. Kurutulmuş rizomdan 2 tatlı kaşığı alınır, l bardak suyla kaynama noktasına kadar ısıtılır. Daha sonra ateş kısılarak 10 dakika daha ısıtma sürdürülür. Böylece elde edilen dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir. Ancak, tadı çok kötü olduğundan bal, limon ya da naneyle tatlandırılır.
• Tarla ayrığı ayrıca egzama ve cilt hastalıklarının iyileştirilmesinde etkili olur.
• Romatizma ağrılarını hafifletir.Bu etkilerinden yararlanmak için, yukarıda tarifi verilen dekoksiyon, şikayet edilen yerlere dıştan uygulanır.
Latince Adı: Agropyan repens
Familya:
Diğer İsimleri:
Genel özellikleri:
Buğdaygiller familyasındandır. Anayurdu bilinmeyen, dünyanın bütün soğuk ve ılıman iklimli bölgelerinde, ayrıca tropikal ve astropikal iklim bölgelerinin yüksek kesimlerinde yetişen 125 kadar türün ortak adı ayrıkotudur. Ülkemizde de 20 kadar ayrıkotu türü yetişmektedir. Bu türlerden bazıları tarıma çok zararlı iken, kimi türleri de hayvan yemi ya da çim bitkisi olarak özellikle yetiştirilmektedir. Ayrıkotu türlerinden konumuzla en çok ilgili olan Tarla ayrığı (A.repens) da tarıma zararlıdır. Çünkü, kendi haline bırakılırsa kısa zamanda tarlaları kaplar. Kısaca ayrıkotu diyeceğimiz bu bitki 30 -150 cm. boylanabilen, rizom köklü (kök gövdeli), çokyıllık dayanıklı otsu bitkidir. Tarlalardan başka, yol kenarları ve bahçelerde de çok görülür. Yeşil gövdesi silindirik biçimli ve boğumlu, yapraklan yeşil ve düzdür. Mayıs-temmuz ayları arasında küçük başaklar halinde açan çiçekleri yeşil renkli ve pek gösterişsizdir. Bitki, bu çiçeklerinden oluşan tohumlarının dökülmesiyle, özellikle rizomlarının sürgün vermesiyle ya da toprağa değen yerde, gövdelerinin yeniden kök atmasıyla çoğalır.
Etki ve Kullanım:
Tarla ayrığı rizomları polisakkarit bir madde olan tritisin ile uçucu yağ, yapışkan bitki sıvısı, potasyum, salisilik asit, saponin ve mikrop kırıcı bazı maddeleri içerir.
• İdrar yolları enfeksiyonlarının iyileştirilmesinde, sistit (mesane iltihabı) ve prostatitte (prostat iltihabı) etkili olur.
• İdrar söktürücüdür.
• Kanı ve bedendeki toksik maddeleri temizler.
• Böbrek ve mesane taşlarının atılmasına yardımcı olur.
• Bedeni güçlendirici bir toniktir.Bu etkileri sağlamak üzere, tarla ayrığının rizomlan ilkbahar mevsiminde ya da sonbaharın başlarında toprağı kazılarak sökülür. Yıkanarak iyice temizlenir. Gölgede ya da güneşte kurutulur. Kurutulmuş rizomdan 2 tatlı kaşığı alınır, l bardak suyla kaynama noktasına kadar ısıtılır. Daha sonra ateş kısılarak 10 dakika daha ısıtma sürdürülür. Böylece elde edilen dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir. Ancak, tadı çok kötü olduğundan bal, limon ya da naneyle tatlandırılır.
• Tarla ayrığı ayrıca egzama ve cilt hastalıklarının iyileştirilmesinde etkili olur.
• Romatizma ağrılarını hafifletir.Bu etkilerinden yararlanmak için, yukarıda tarifi verilen dekoksiyon, şikayet edilen yerlere dıştan uygulanır.
AYNISAFA ÇİÇEĞİ
AYNİSAFA ÇİÇEĞİ
Latince Adı: Calendula officinalis
Familya:
Diğer İsimleri: Altuncuk, Kandil çiçeği, Ölü çiçeği
Genel özellikleri:
Bileşikgiller familyasındandır. Anayurdu bilinmemekte, pek çok yerde ve ülkemizde süs bitkisi olarak sıkça yetiştirilmektedir. 30-50 cm. kadar boylanabilen bir yıllık dayanıklı bitkidir, ince tüylerle kaplı yeşil renkli, etli ve sulu gövdesi, köşeli ve dallara ayrılan yapıdadır. Gene yeşil renkli ve hafif tüylü yaprakları bitkinin tabanında kürek, daha yukarı kesimlerinde mızrak biçimli olur. Bitkinin mart ayından başlayıp sonbaharın sonlarına değin açan sarı ya da turuncu renkli çiçeklerinde taçyaprakları, merkezden çevreye doğru düzgün yivler şeklinde sıralanırlar. Olgunlaşan çiçekleri 5-6 mm. uzunlukta, bej renkli ve virgül biçimli tohumlar verir. Güneşli yerleri: kum ve kil karışımı gevşek toprakları seven aynisafa çiçeği, öbür toprak türlerine de dayanır. Bitki tohumlarıyla çoğaltılır.Aynisafa çiçeği saponin, karoten, acı esans, uçucu yağ, sterol, flavonit ve yapışkan bitki sıvısını içerir. Sarı ya da turuncu renkli taçyapraklarının yiyecekleri boyama özelliğinden yararlanılmak üzere, bunlar bazı yerlerde çeşitli yemek, kek, tatlı ve ekmeklere safran tadı içermeden safran rengi vermesi için katılır: yaprakları ise, salataların ve güveçte pişen yemeklerin üzerine serpilir.
Etki ve Kullanım:
• Bedeni güçlendirici toniktir.
• Midevidir: sindirim işlemini kolaylaştırır.
• Gastrit ve onikiparmak bağırsağı ülserlerinin tedavisinde yararlı olur.
• Kadınlarda aybaşını düzenler. Aybaşı ağrılarını hafifletir.
• Safra söktürücüdür. Safra sorunlarının iyileştirilmesinde etkisini gösterir.Bu etkilerinden yararlanmak için, aynisafa çiçeğinin taçyapraklarıyla yaprakları, yaz başından sonbaharın başlarına kadar toplanır ve büyük özen gösterilerek, taçyapraklarının rengi bozulmayacak şekilde, gölge ve havadar yerlerde kurutulur. Bu kurumuş taçyaprağı-yaprak karışımından 1-2 tatlı kaşığı alınıp l bardak kaynar suda 10-15 dakika süreyle demlendirilir. Böylece elde edilen infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir.
• Ayrıca, aynisafa çiçeği antiseptiktir.
• Doku ve damar büzücü etkisi vardır.
• Yara iyileştiricidir. Deride enfeksiyon ya da darbeyle meydana gelen yara, bere ve eziklerin iyileştirilmesinde etkili olur. Küçük yanıklar ve sıcak suyla haşlanma durumlarında ilkyardım aracı olarak işlev yapar.
• Akne tedavisinde ortaya çıkan yangıyı azaltmak ve yerel iyileşmeye yardımcı olmak üzere kullanılır.
• Ayak parmakları arasında oluşan mantarları (madura ayağı) iyileştirmekte kullanılır.Bu etkileri sağlamak üzere, aynisafa çiçeğinin taze taçyaprakları ile yaprakları alınır. Bunlar ezilerek yara lapası yapılır ve şikâyetli yerlere dıştan uygulanır.
Latince Adı: Calendula officinalis
Familya:
Diğer İsimleri: Altuncuk, Kandil çiçeği, Ölü çiçeği
Genel özellikleri:
Bileşikgiller familyasındandır. Anayurdu bilinmemekte, pek çok yerde ve ülkemizde süs bitkisi olarak sıkça yetiştirilmektedir. 30-50 cm. kadar boylanabilen bir yıllık dayanıklı bitkidir, ince tüylerle kaplı yeşil renkli, etli ve sulu gövdesi, köşeli ve dallara ayrılan yapıdadır. Gene yeşil renkli ve hafif tüylü yaprakları bitkinin tabanında kürek, daha yukarı kesimlerinde mızrak biçimli olur. Bitkinin mart ayından başlayıp sonbaharın sonlarına değin açan sarı ya da turuncu renkli çiçeklerinde taçyaprakları, merkezden çevreye doğru düzgün yivler şeklinde sıralanırlar. Olgunlaşan çiçekleri 5-6 mm. uzunlukta, bej renkli ve virgül biçimli tohumlar verir. Güneşli yerleri: kum ve kil karışımı gevşek toprakları seven aynisafa çiçeği, öbür toprak türlerine de dayanır. Bitki tohumlarıyla çoğaltılır.Aynisafa çiçeği saponin, karoten, acı esans, uçucu yağ, sterol, flavonit ve yapışkan bitki sıvısını içerir. Sarı ya da turuncu renkli taçyapraklarının yiyecekleri boyama özelliğinden yararlanılmak üzere, bunlar bazı yerlerde çeşitli yemek, kek, tatlı ve ekmeklere safran tadı içermeden safran rengi vermesi için katılır: yaprakları ise, salataların ve güveçte pişen yemeklerin üzerine serpilir.
Etki ve Kullanım:
• Bedeni güçlendirici toniktir.
• Midevidir: sindirim işlemini kolaylaştırır.
• Gastrit ve onikiparmak bağırsağı ülserlerinin tedavisinde yararlı olur.
• Kadınlarda aybaşını düzenler. Aybaşı ağrılarını hafifletir.
• Safra söktürücüdür. Safra sorunlarının iyileştirilmesinde etkisini gösterir.Bu etkilerinden yararlanmak için, aynisafa çiçeğinin taçyapraklarıyla yaprakları, yaz başından sonbaharın başlarına kadar toplanır ve büyük özen gösterilerek, taçyapraklarının rengi bozulmayacak şekilde, gölge ve havadar yerlerde kurutulur. Bu kurumuş taçyaprağı-yaprak karışımından 1-2 tatlı kaşığı alınıp l bardak kaynar suda 10-15 dakika süreyle demlendirilir. Böylece elde edilen infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir.
• Ayrıca, aynisafa çiçeği antiseptiktir.
• Doku ve damar büzücü etkisi vardır.
• Yara iyileştiricidir. Deride enfeksiyon ya da darbeyle meydana gelen yara, bere ve eziklerin iyileştirilmesinde etkili olur. Küçük yanıklar ve sıcak suyla haşlanma durumlarında ilkyardım aracı olarak işlev yapar.
• Akne tedavisinde ortaya çıkan yangıyı azaltmak ve yerel iyileşmeye yardımcı olmak üzere kullanılır.
• Ayak parmakları arasında oluşan mantarları (madura ayağı) iyileştirmekte kullanılır.Bu etkileri sağlamak üzere, aynisafa çiçeğinin taze taçyaprakları ile yaprakları alınır. Bunlar ezilerek yara lapası yapılır ve şikâyetli yerlere dıştan uygulanır.
AT KESTANESİ
ATKESTANESİ
Latince Adı: Aesculus hippocastanum
Familya:
Diğer İsimleri:
Genel özellikleri:
Atkestanesigiller familyasının örnek bitkisidir. Kuzey Yarıkürede yetişen Aesculus cinsi, kışın yapraklarını döken 25 kadar ağaç ya da çalı halindeki bitki türünün ortak adı atkestanesidir. Bunlardan konumuzla en çok ilgili olan, Koca atkestanesi ya da Beyaz çiçekli atkestanesi (A. hippocastanum) türünün anayurdu Balkan Yarımadası olup bu tür on yedinci yüzyılda Avrupaya yayılmıştır. Türkiyede park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen ve 20-30 m. kadar boylanabilen bu ağaca kısaca atkestanesi diyeceğiz. Atkestanesi ağacının gövdesi düz ve sık dallı, tepesi düz olur. Kenarları dişli, ucu sivri 5-9 yaprakçıktan oluşan yaprakları koyu yeşil renklidir. Üzerlerinde pembe lekeler bulunan ve piramit biçimli salkımlar oluşturan beyaz çiçekleri yaz aylarında açar. Bu çiçeklerden oluşan kapsül durumundaki kalın çeperli mevyeleri dikenlidir. Meyveler olgunlaşınca, yeşil renkli dikenli kabuk yarılır ve içinden 1-3 adet parlak koyu kahverengi, tadı buruk ve acı olan tohumu düşer. Eskiden soluğan (nefes darlığı) çeken atlara verildiğinden bu tohumlara ve bitkiye atkestanesi adı verilmiştir. Atkestanesi, tohumlarıyla ya da gövde çelikleriyle çoğaltılır.Bitkinin sağlığa en yararlı bölümü tohumlarıdır. Bunlar, yani atkestaneleri bol miktarda nişasta, şekerler, saponin, tanen, yağ, bazı acı maddeler ile aeskulin ve fraksini içerir. Eczacılıkta iltihap giderici ilaçların yapımında kullanılır. Ağacın ekşi tadı olan körpe yaprakları bazı yerlerde toplanıp sarması yapılarak yenilir.
Etki ve Kullanım:
Atkestanesi tohumlarının tıbbi etkileri :
• Damar büzücü ve kan dolaşımını güçlendirici tonik etkileri vardır. Bu nedenlerle varis, flebit ve hemoroit hastalıklarının iyileştirilmesinde kullanılır.
• Aynı nedenlerle damarlardaki yangı ve deri çatlaklarının iyileştirilmesinde yararlı olur.
• Gene aynı nedenlerle kılcal damarların çatlamasını ve kanamasını: bacaklardaki ülserleri iyileştirir.
• Dolaşım sisteminde damarların gücünü ve sağlıklı oluşunu destekler.Bu etkilerinden yararlanmak üzere, atkestanesi ağacının sonbaharda olgunlaşıp yere dökülen tohumlan toplanıp kurutulur, l -2 tatlı kaşığı kurumuş tohum parçaları ile, varsa ağacın yaprağından bir miktarı alınıp üzerine l bardak kaynar su dökülür. 10-15 dakika demlendirilerek bir infüzyon hazırlanır. Bu infüzyon günde üç kez birer bardak olarak ve tatlandırılarak içilir.
• Ya da flebit, hemoroit, yangılı damar, varis, deri çatlakları ve bacaklardaki ülser durumlarında aynı infüzyon dıştan, şikâyetli yerlere, ovuşturularak uygulanır.
Latince Adı: Aesculus hippocastanum
Familya:
Diğer İsimleri:
Genel özellikleri:
Atkestanesigiller familyasının örnek bitkisidir. Kuzey Yarıkürede yetişen Aesculus cinsi, kışın yapraklarını döken 25 kadar ağaç ya da çalı halindeki bitki türünün ortak adı atkestanesidir. Bunlardan konumuzla en çok ilgili olan, Koca atkestanesi ya da Beyaz çiçekli atkestanesi (A. hippocastanum) türünün anayurdu Balkan Yarımadası olup bu tür on yedinci yüzyılda Avrupaya yayılmıştır. Türkiyede park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen ve 20-30 m. kadar boylanabilen bu ağaca kısaca atkestanesi diyeceğiz. Atkestanesi ağacının gövdesi düz ve sık dallı, tepesi düz olur. Kenarları dişli, ucu sivri 5-9 yaprakçıktan oluşan yaprakları koyu yeşil renklidir. Üzerlerinde pembe lekeler bulunan ve piramit biçimli salkımlar oluşturan beyaz çiçekleri yaz aylarında açar. Bu çiçeklerden oluşan kapsül durumundaki kalın çeperli mevyeleri dikenlidir. Meyveler olgunlaşınca, yeşil renkli dikenli kabuk yarılır ve içinden 1-3 adet parlak koyu kahverengi, tadı buruk ve acı olan tohumu düşer. Eskiden soluğan (nefes darlığı) çeken atlara verildiğinden bu tohumlara ve bitkiye atkestanesi adı verilmiştir. Atkestanesi, tohumlarıyla ya da gövde çelikleriyle çoğaltılır.Bitkinin sağlığa en yararlı bölümü tohumlarıdır. Bunlar, yani atkestaneleri bol miktarda nişasta, şekerler, saponin, tanen, yağ, bazı acı maddeler ile aeskulin ve fraksini içerir. Eczacılıkta iltihap giderici ilaçların yapımında kullanılır. Ağacın ekşi tadı olan körpe yaprakları bazı yerlerde toplanıp sarması yapılarak yenilir.
Etki ve Kullanım:
Atkestanesi tohumlarının tıbbi etkileri :
• Damar büzücü ve kan dolaşımını güçlendirici tonik etkileri vardır. Bu nedenlerle varis, flebit ve hemoroit hastalıklarının iyileştirilmesinde kullanılır.
• Aynı nedenlerle damarlardaki yangı ve deri çatlaklarının iyileştirilmesinde yararlı olur.
• Gene aynı nedenlerle kılcal damarların çatlamasını ve kanamasını: bacaklardaki ülserleri iyileştirir.
• Dolaşım sisteminde damarların gücünü ve sağlıklı oluşunu destekler.Bu etkilerinden yararlanmak üzere, atkestanesi ağacının sonbaharda olgunlaşıp yere dökülen tohumlan toplanıp kurutulur, l -2 tatlı kaşığı kurumuş tohum parçaları ile, varsa ağacın yaprağından bir miktarı alınıp üzerine l bardak kaynar su dökülür. 10-15 dakika demlendirilerek bir infüzyon hazırlanır. Bu infüzyon günde üç kez birer bardak olarak ve tatlandırılarak içilir.
• Ya da flebit, hemoroit, yangılı damar, varis, deri çatlakları ve bacaklardaki ülser durumlarında aynı infüzyon dıştan, şikâyetli yerlere, ovuşturularak uygulanır.
ATEŞ OTU
AKDİKEN
Latince Adı: Rhamnus catharicus
Familya:
Diğer İsimleri: Ateştacı, Barutağacı, Geyikdikeni
Genel özellikleri:
Hünnapgiller familyasındandır. Anayurdu Güney Avrupa ve Anadoludur. Kuzey Anadolu bölgesinin dağlık yerlerinde yabanisi yetiştiği gibi, park ve bahçelerimizde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Genelde 2-3 m. boylanabilen çalı biçiminde ağaççık iken, kimi zaman 6-8 m.ye yükselen örneklerine de rastlanır. Yaprakları sivri uçlu, oval ya da yuvarlak biçimli ve parlak yeşil renklidir. Sarımsı beyaz renkli çiçekleri yazın açar ve 3-5 çiçeği bir arada bulunur. Olgunlaşan çiçekleri önce yeşil renkli yuvarlak meyveler verir. Sonbahara doğru sararan bu meyveler birçok kuşa yem olur. Daha sonra iyice olgunlaşıp turuncu ve hatta açık kırmızı renge dönen 6-8 mm. çapındaki, tadı mayhoş ve biraz da acı olan meyveler bitkinin tohumunu taşırlar. Güneşli yerleri seven akdiken bitkisi, toprak yönünden seçici değildir. Tohumundan çoğaldığı gibi gövde çelikleriyle de üretilebilir.Akdiken bitkisinin meyve ve yapraklarında ramnoksantin ve lokain adı verilen maddeler ile antrakinon türevleri ve C vitamini bulunur.
Etki ve Kullanım:
• Akdiken bitkisi etkili ve kullanılması güvenli bir müshildir.
• İdrar söktürücüdür.
• Beden işlevlerim olumlu yönde değiştirici ve düzeltici etkisi de vardır.Bu etkileri sağlamak için, akdiken bitkisinin meyve ve yapraklarından 2 tatlı kaşığı alınarak 1 bardak kaynamış suya konulup 10-15 dakika süreyle demlendirilir. Böylece elde edilen infüzyon, 12 saat içinde etkili olmak üzere (sabahleyin) 1 bardak olarak içilir. Ya da bitkinin olgun meyvelerinden 10 tanesi sabah kahvaltısından önce yenir.Bitkinin meyve ve yaprakları başka şekillerde de ilaç haline getirilebilir. Bunlar sonbaharda toplanıp gölgede kurutulur. Yukarda tanımı verilen şekilde infüzyonu hazırlanır ve içilir. Ya da bitkinin meyvelerine biraz şeker ve su katılıp kaynatılarak şurup hazırlanır. Bu şuruptan sabah kahvaltısı öncesi bir yemek kaşığı alınır.
UYARI
• Akdikenin yukarda verilen dozları, bazı kişilerde bulantı ve ishale yol açabilir. Bu durumda dozaj azaltılmalıdır.
Latince Adı: Rhamnus catharicus
Familya:
Diğer İsimleri: Ateştacı, Barutağacı, Geyikdikeni
Genel özellikleri:
Hünnapgiller familyasındandır. Anayurdu Güney Avrupa ve Anadoludur. Kuzey Anadolu bölgesinin dağlık yerlerinde yabanisi yetiştiği gibi, park ve bahçelerimizde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Genelde 2-3 m. boylanabilen çalı biçiminde ağaççık iken, kimi zaman 6-8 m.ye yükselen örneklerine de rastlanır. Yaprakları sivri uçlu, oval ya da yuvarlak biçimli ve parlak yeşil renklidir. Sarımsı beyaz renkli çiçekleri yazın açar ve 3-5 çiçeği bir arada bulunur. Olgunlaşan çiçekleri önce yeşil renkli yuvarlak meyveler verir. Sonbahara doğru sararan bu meyveler birçok kuşa yem olur. Daha sonra iyice olgunlaşıp turuncu ve hatta açık kırmızı renge dönen 6-8 mm. çapındaki, tadı mayhoş ve biraz da acı olan meyveler bitkinin tohumunu taşırlar. Güneşli yerleri seven akdiken bitkisi, toprak yönünden seçici değildir. Tohumundan çoğaldığı gibi gövde çelikleriyle de üretilebilir.Akdiken bitkisinin meyve ve yapraklarında ramnoksantin ve lokain adı verilen maddeler ile antrakinon türevleri ve C vitamini bulunur.
Etki ve Kullanım:
• Akdiken bitkisi etkili ve kullanılması güvenli bir müshildir.
• İdrar söktürücüdür.
• Beden işlevlerim olumlu yönde değiştirici ve düzeltici etkisi de vardır.Bu etkileri sağlamak için, akdiken bitkisinin meyve ve yapraklarından 2 tatlı kaşığı alınarak 1 bardak kaynamış suya konulup 10-15 dakika süreyle demlendirilir. Böylece elde edilen infüzyon, 12 saat içinde etkili olmak üzere (sabahleyin) 1 bardak olarak içilir. Ya da bitkinin olgun meyvelerinden 10 tanesi sabah kahvaltısından önce yenir.Bitkinin meyve ve yaprakları başka şekillerde de ilaç haline getirilebilir. Bunlar sonbaharda toplanıp gölgede kurutulur. Yukarda tanımı verilen şekilde infüzyonu hazırlanır ve içilir. Ya da bitkinin meyvelerine biraz şeker ve su katılıp kaynatılarak şurup hazırlanır. Bu şuruptan sabah kahvaltısı öncesi bir yemek kaşığı alınır.
UYARI
• Akdikenin yukarda verilen dozları, bazı kişilerde bulantı ve ishale yol açabilir. Bu durumda dozaj azaltılmalıdır.
AŞ OTU
KİŞNİŞ
Latince Adı: Coriandrum sativum
Familya:
Diğer İsimleri: Aşotu, Kişnişotu
Genel özellikleri:
Maydanozgiller familyasındandır. Anayurdu Akdeniz havzası olup günümüzde birçok yerde ve ülkemizde yabani bitki ya da kültür bitkisi olarak yetişmektedir. 60 cmye kadar boylanabilen biryıllık otsu bitkidir. Gövdesi yuvarlak kesitli, boylamasına oluklar halinde çizgili, soluk yeşil renkli ve dallara ayrılan yapıdadır. Bitkinin alt ve üst bölümündeki yaprakları farklı görünüşte olur. Alt yaprakları maydanoz bitkisininkilere benzer. Hafif tüylü, tuhaf ve pek de hoş olmayan koku taşırlar. Bitkinin üst kesimindeki yaprakları ip gibi ince ama düzgün kesimli ve gene hoş olmayan keskin ve tuhaf kokulu olurlar. Yaz başı ile ortası arasında gevşek şemsiyeler oluşturarak açan, beyaz ya da pembemsi açık mor renkli küçük çiçekleri olgunlaşınca, 2-7 mm. çapında yuvarlak, açık kahverengi tohum kılıfını taşıyan kokulu, kuru meyvelere dönüşür. Bol güneşli yerleri, bitek ve hafif topraklan seven kişniş bitkisi, tohumları sonbaharda ekilerek çoğaltılır. Ancak, çapraz döllenmeyle bitkinin yozlaşması meydana geleceğinden, rezeneden uzak yerlere ekilmesine dikkat edilmelidir.Kişnişin tohumunu taşıyan meyvesinde nişasta, tanen, şekerler, sabit ve uçucu yağlar bulunur. Uçucu yağında yüksek oranda coriandrol ile düşük oranda geraniol, borneol, pinen, phelladron ve asetik asit vardır.Kişniş tohumlan pastacılıkta, baharat olarak bazı çorba ile yemeklerin hazırlanmasında, içki endüstrisinde ve kişniş şekerinin yapımında kullanılır. Bazı yerlerde bitkinin körpe yaprakları salata ve güveçte pişen yemeklere katılır. Gövde ve kökü de sebze gibi pişirilip yenir.
Etki ve Kullanım:
Eski Mısır papirüsleri, Çince ve Sanskritçe metinlerde ve hatta İncilde sağlığa yararlı etkilerinden övgüyle söz edilen kişnişin, tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle sıralanabilir:
• Kişniş tohumları içerdiği yağlarla mideyi uyarır: iştahı açar, sindirimi kolaylaştırır ve hazımsızlığa iyi gelir.
• Aynı nedenle mide ve bağırsaklardaki gazı söktürür.
• Aniden başlayan mide ve karın ağrılarını bastırır.
• Özellikle çocuklarda diyareyi kesici etkiler yapar.
• Hafif yatıştırıcı etkisi vardır.Kişnişin bu etkilerinden yararlanmak üzere, bitkinin çiçek şemsiyeleri yaz sonunda alınır ve tohumlarının olgunlaşması için gölgeli ve havadar yerde bir süre itekletilir. Sonra şemsiyeler başasağı edilerek bir kağıdın üzerine sallanır ve dökülen tohumlan toplanır. Bunlardan ya da piyasadan alınan kişniş tohumlarından 1 tatlı kaşığı kadarı biraz ezilerek 1 bardak kaynar suya dökülür. Kabın üzeri sıkıca kapatılarak 5 dakika süreyle demlendirilir. Bu şekilde elde edilen infüzyon, yemeklerden önce birer bardak olarak içilir. Aynı etkilerinden yararlanmak için, tohumları yemeklerden önce ağızda çiğnenebilir.
• Kişniş antiseptik (mikrop kırıcı) etkiler de taşır. Bu etkisinden yararlanmak için yukarıda tarifi verilen infüzyon, akne ya da yaraların üzerine uygulanır.
Latince Adı: Coriandrum sativum
Familya:
Diğer İsimleri: Aşotu, Kişnişotu
Genel özellikleri:
Maydanozgiller familyasındandır. Anayurdu Akdeniz havzası olup günümüzde birçok yerde ve ülkemizde yabani bitki ya da kültür bitkisi olarak yetişmektedir. 60 cmye kadar boylanabilen biryıllık otsu bitkidir. Gövdesi yuvarlak kesitli, boylamasına oluklar halinde çizgili, soluk yeşil renkli ve dallara ayrılan yapıdadır. Bitkinin alt ve üst bölümündeki yaprakları farklı görünüşte olur. Alt yaprakları maydanoz bitkisininkilere benzer. Hafif tüylü, tuhaf ve pek de hoş olmayan koku taşırlar. Bitkinin üst kesimindeki yaprakları ip gibi ince ama düzgün kesimli ve gene hoş olmayan keskin ve tuhaf kokulu olurlar. Yaz başı ile ortası arasında gevşek şemsiyeler oluşturarak açan, beyaz ya da pembemsi açık mor renkli küçük çiçekleri olgunlaşınca, 2-7 mm. çapında yuvarlak, açık kahverengi tohum kılıfını taşıyan kokulu, kuru meyvelere dönüşür. Bol güneşli yerleri, bitek ve hafif topraklan seven kişniş bitkisi, tohumları sonbaharda ekilerek çoğaltılır. Ancak, çapraz döllenmeyle bitkinin yozlaşması meydana geleceğinden, rezeneden uzak yerlere ekilmesine dikkat edilmelidir.Kişnişin tohumunu taşıyan meyvesinde nişasta, tanen, şekerler, sabit ve uçucu yağlar bulunur. Uçucu yağında yüksek oranda coriandrol ile düşük oranda geraniol, borneol, pinen, phelladron ve asetik asit vardır.Kişniş tohumlan pastacılıkta, baharat olarak bazı çorba ile yemeklerin hazırlanmasında, içki endüstrisinde ve kişniş şekerinin yapımında kullanılır. Bazı yerlerde bitkinin körpe yaprakları salata ve güveçte pişen yemeklere katılır. Gövde ve kökü de sebze gibi pişirilip yenir.
Etki ve Kullanım:
Eski Mısır papirüsleri, Çince ve Sanskritçe metinlerde ve hatta İncilde sağlığa yararlı etkilerinden övgüyle söz edilen kişnişin, tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle sıralanabilir:
• Kişniş tohumları içerdiği yağlarla mideyi uyarır: iştahı açar, sindirimi kolaylaştırır ve hazımsızlığa iyi gelir.
• Aynı nedenle mide ve bağırsaklardaki gazı söktürür.
• Aniden başlayan mide ve karın ağrılarını bastırır.
• Özellikle çocuklarda diyareyi kesici etkiler yapar.
• Hafif yatıştırıcı etkisi vardır.Kişnişin bu etkilerinden yararlanmak üzere, bitkinin çiçek şemsiyeleri yaz sonunda alınır ve tohumlarının olgunlaşması için gölgeli ve havadar yerde bir süre itekletilir. Sonra şemsiyeler başasağı edilerek bir kağıdın üzerine sallanır ve dökülen tohumlan toplanır. Bunlardan ya da piyasadan alınan kişniş tohumlarından 1 tatlı kaşığı kadarı biraz ezilerek 1 bardak kaynar suya dökülür. Kabın üzeri sıkıca kapatılarak 5 dakika süreyle demlendirilir. Bu şekilde elde edilen infüzyon, yemeklerden önce birer bardak olarak içilir. Aynı etkilerinden yararlanmak için, tohumları yemeklerden önce ağızda çiğnenebilir.
• Kişniş antiseptik (mikrop kırıcı) etkiler de taşır. Bu etkisinden yararlanmak için yukarıda tarifi verilen infüzyon, akne ya da yaraların üzerine uygulanır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)